Oyuncu Binnaz Ekren İle Yapmış Olduğumuz Özel Röportaj. Yalnızca Eshahaber.com.tr de yer alıyor

Binnaz Ekren Kimdir. Oyunculuk Hayatı Nasıl Başladı. Bu güne kadar hangi projelerde yer aldı. Özel Röportaj'ımızın 1. Kısmı Sizlerle.

Magazin - 20 saat önce

Binnaz Ekren kimdir?

 Sanatçı bir ailenin içinde doğdum. Ailemde sanat dışında hiçbir iş uğraşan kimse yok, böyle söyleyebilirim. Yani herkes sanatın bir dalıyla uğraşıyor. Opera bestecilerinden Muhlis Sabahattin Ezgi büyük amcamızdır . Neveser Kökteş büyük halamız; yine ünlü bestecilerinden ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinin İlk kadın bestecilerindendir. Keriman Halis Ece, babamın halası olur. Biliyorsunuz, İlk dünya güzelimizdir. Yeni Çağdaş Türk kadının temsil için Atatürk tarafından dünya güzellik müsabakasına gönderilmiş ve birinci olmuştur. Bütün aile ressamlar, şairler, oyuncular... Yine Melek kobra, babamın büyük kuzenleri arasında yer alıyor. Hepsi sanatçıdır. Babam da bütün ülkenin tanıdığı bir müzisyendi. Dayılarım Selçuk Başar ve Uğur Başar’ da öyle; onlar da besteci, aranjör olarak ülkemizi yurt dışında birçok kez temsil etmiş. Türkiye’nin önemli müzik adamları arasında yer almışlardır. Hayatım böyle bir sanatçılar yumağının içinde geçti. Ben de sanatı meslek edildim; oyunculuğu seçtim. Bu şekilde gelişti. Okul yıllarından evvel dizi çalışmalarım başlamıştı. Avukatım İstiyorum ”adlı bir dizide, konservatuar birinci sınıftan önce oynamıştım o sırada birçok güzel tiyatroda da çalışıyordum. Sonra konservatuar başladı konservatuar yıllarında, şehir tiyatrolarından emekli edilen Gencay Gürün’ün kurduğu Tiyatro İstanbul’da Hakan Altıner’in sahneye koyduğu Nereye kadar oyunuyla profesyonel anlamda ilk sahne deneyimimi yaşadım ciddi anlamda “artık dinlenebilecek ”bir oyunla İlk oyunla İlk kez sahneye çıktığım oyunum, Tiyatro İstanbul’un nereye kadar oyunuydu. Sonra Kenter Tiyatrosu ‘nda, Dormen Tiyatrosu’nda, Devlet tiyatrolarının birçok oyununda ve müzikallerde sahne aldım. Oyunların sayısını bilmiyorum; gerçekten çok fazla Daha fazla İstanbul Sanat Tiyatrosu’nun genel sanat yönetmenliğini yaptım. Orada kontrbas adlı eserin adaptasyonunu yaparak Peter Susskind’n eserini sahneye taşıdım. Yine konservatuar yıllarından sonra...

Binnaz Ekren Ne iş Yapar. Nasıl Kendinizi Sanat Dünyasında Buldunuz?

Sanatçı bir ailenin içine doğdum, ailemde sanat dışında hiçbir iş yapan hiç kimse yok, böyle söyleyebilirim. Yani herkes sanatın bir dalıyla uğraşıyor. Yani operat bestecilerinden, Muhlis Sabahattin Ezgi, büyük amcamız, Neveser Kökteş, büyük halamız yine ünlü besteciler, ilk kadın bestecilerdendir.

Cumhuriyetin ilk dönemlerinde. Keriman Halis Ece, babamın halası olur yine. Biliyorsunuz ilk dünya güzelimiz. Yani Çağdaş Türk Kadın’ı temsil etsin diye Atatürk tarafından Dünya Güzellik Müsabakası’na gönderilerek birinci olmuştur.

Bütün aile, ressamlar, şairler, oyuncular, yine Melek Kobra, babamın büyük kuzenleri arasında yer alıyor. Hepsi sanatçı bir aileden. Babam da bütün ülkenin tanıdığı bir müzisyen. Dayılarım öyle, Selçuk başar, uğur başar, onlar da besteciler, aranjörler.

Ülkemizi yurt dışında birçok kez temsil etmiş. Türkiye’nin müzik adamları arasında yaranızdılar. Hayatım böyle bir sanatçı almaya içerisinde doğdum, büyüdüm. Ve ben de sanatı meslek edildim yine. Oyunculuğu seçtim.

Bu şekilde oldum. Okul yıllarından evvel şey yapmıştım. Yani bir dizi çalışmalarımı başlamıştı. Avukatımı istiyorum, bir dizi de diye bir dizi de konservatuar birinci sınıftan evvel oynamıştım. Ve o sırada yine birçok özel tiyatroda da çalışıyordum böyle.

Sonra konservatuar başladı. Konservatuar yıllarında şehir tiyatrolarından emekle edilen Gencay Gürün kurduğu tiyatro İstanbul’da Hakan Altıner’in sahneye koyduğu. Nereye kadar oyunuyla ilk böyle profesyonel artık dinlenebilecek hani ciddi profesyonel denilebilecek bir oyunla sahne ilk sahne ilk oyunum oldu benim tiyatro İstanbul’un nereye kadar oyunum Sonra Kenter tiyatrosunda donan tiyatrosunda işte devlet tiyatrolarının birçok oyununda bir müzikallerde sahne aldım oyunların sayısını bilmiyorum çok fazla Sonra İstanbul sanat tiyatrosunu genel sanat yönetmenliğini yaptım orada kontrabas adlı bir eserin adaptasyonunu yaparak Peter Susskind’in Yine konservatuvar yıllarından sonra nereye kadar nereye kadar değil özür dilerim.

Binnaz Hanım Oyunculuk hayatınız nasıl başladı?

Oyunculuk hayatım çok erken yaşta başladı. Yani çocukken yapmaya başladım. Ailem çevresinde bulunan bazı reklam yönetmenleri beni reklamlarında oynattılar. İlk reklam deneyimim, Baydur adlı bir yönetmeninin çalışmasıyla oldu. Tabii çocukken bu işin ne anlama geldiğini çok fazla sonra kavrayamıyorsunuz; ama yaş ilerledikçe, ne yaptığınızı ve aslında bu işin ne kadar cazip olduğunu fark ediyorsunuz. Bu nedenle, ileriki yaşlarda bu işi daha sık deneyimlemek istedim. Şehir Tiyatroları’na girdim. O dönemde çocuk bölümünde Turgut Arseven vardı. Orada çeşitli çocuk oyunlarında oynamaya başladım. Sonra okulda, klasik olarak tiyatro bölümünün yaptığı gösterilerde, dans gösterilerinde, dans gösterilerinde, korolarda ... Kısacası ne varsa içinden yer aldım. Artık”taşın altına Binnaz Erken çıkıyor” derlerdi . Gösteri hayatına çok yönelmiş, sahneye çok meyilli bir öğrencilik dönemi geçirdim. Sonrasında ise, üniversite için doğrudan doğruya hedefimi etkilenmiştim. Konservatuar dışında hiçbir bölümü okumayı hiç düşünmedim. Konservatuara odaklanarak planladım.

İlk olarak İstanbul üniversitesi Devlet konservatuvarı Tiyatro Bölümünü istiyordum; ancak onların sınavları daha sonraydı sırada İstanbul üniversitesi ‘ni kazanmıştım ve sınav esnasında sınav jürisinde ‘ki hocamla aramızda çok güçlü bir enerji oluştu. Bu hocam Yıldız Kenter’di. Önce o benimle çalışmaya karar verdi. Sonra da ben de onunla çalışmak istediğimde karar verdim .Bu nedenle başka hiçbir okulun sınavına girmeden, direkt İstanbul Üniversitesi’ne kayıt yaptırdım. Böylece konservatuvardaki eğitim sürecim başladı. Üniversite yıllarım, hayatımın en zevkli dönemlerindendi. Konservatuar eğitiminin ardından, yarı zamanlı olarak şan bölümüne de girdim. Orda şan eğitimi aldım. Çünkü şarkı söylemeyi çok seviyorum.

Binnaz Hanım Oyunculuk hayatınızda zorlandığınız anlar oldu mu?

Oyunculuk hayatımda zorlandığım anlar olmadı. Çünkü zaten seçerek yaptığınız bir iş. Yani bu, insanın “Beceremedim ya da şurayı tutturamadım. Bari şu bölüme gideyim ”diye seçeceği bir branşlaşma değil. Tamamen insanın kendi insaniyetiyle kendi kararı ve isteğiyle seçtiği bir bölüm olduğu için zaten severek hazırlanmış oluyorsunuz. Sanat dallarının hepsi hepsi aslında böyle kendi mesleğiniz kendiniz seçiyorsunuz. Dediğim gibi profesyonel hayatta hiç zorlanmadım. Çünkü eğitimimiz zaten son derece kalifiye bir eğitimdi. Çok seçilerek alınan öğrencilerdik. Ve piyasanın çok üzerinde bir oyunculuk meslek eğitimi alarak yetiştirildik. Zaten zorlu bir eğitimden geçtiğiniz

İçin piyasadaki işler yapabilir, hatta tabiri caizse bir noktadan sonra “piyasa işi ”geliyor size.

Çünkü esas olan, aslında oyunculuk eğitimimizin temelini oluşturan şey tiyatrodur. Tiyatro, zor olandır. Televizyonda yaptığınız şeyler Zor değil. Seslendirme de zor değil. Bunlar, sizin mesleki becerilerinizin çok küçük bir kısmını kullanmanız gerektiren işlerdir. Dolasıyla bizi çok fazla zorlamaz eğitimli oyuncuları. Fakat şöyle bir durum var; bu bir Zorluk olarak bahsedilebilir. Bunca Yıldız Kenter hocamla çalıştım. Sonra Devlet Tiyatrosu’nda Müge Gürman’la ve çok iyi yönetmenlerle çalışma fırsatım oldu. Artık tiyatro konusunda, entelektüel zenginliğinizi beslemeyecek dallarda çalışmak size zor geliyor. Zaten çok maddi getirisi olmadığı için düzgün projeleri arıyor oluyorsunuz. Onları bulamamak gerçekten insana zorluk ve üzüntü veriyor. Çünkü mesleğinizi en iyi şartlarda yapmak istiyorsunuz. Âmâ sizin bilginizin çok altında bir proje ve yönetmenin içinde bulunmak ve yönetilmek çok hoş bir durum değil. Bu yüzden kendi oyunlarımızı kendimiz yaparak, İstanbul Sanat yatüsü’nde genel sanat yönetmeni olarak görev alıp, birçok festivale katıldık. Kendi oyunlarımla festivallere katıldım. Ama şu anda mesela tiyatroyu bu yüzden yapamıyorum. İlla ki kendim üreteceğim bir proje olsun istiyorum. Bu sene bir müzikal projesiyle tekrar sahneye çıkacağız. Ben yöneteceğim , içinde de oynayacağım bir proje olacak. Şu anda onun provaları devam ediyor.

Bugüne kadar yer almış olduğunuz projeler nelerdir?

 Bugüne kadar oynadığım projeler vallahi şu an net olarak sayamam mümkün değil. Çok sayıda dizi, reklam filminde rol aldım. Fakat her zaman söylerim. Benim için en önemlilerinden bir tanesi Vavien’dir .Vavien, bütün dünyada çok çeşitli ödüller almış, birçok festivalden ödüle dönmüş çok önemli bir sinema filmidir. Bu başarıların içinde Binnur Kaya Engin Günaydın, ben Settar Tanrıöğren , İlker Aksum vardı. Taylan Biraderler ’in çekmiş olduğu, senaryosunu yine Engin Günaydın’ın yazdığı çok değerli bir yapımdı . Hayatımda çok severek yer aldığım, hâlâ anarken kalbimin çarpıştığı, ”Ah, ne güzel işti “, dediğim projelerden biridir.

Sonrasında kayda değer olan, benim için çok özel başka projeler de oldu. Bunlardan biri Albüm filmidir. Bunu da Mehmet Can Mertoğlu çekti Mehmet Can Mertoğlu genç yönetmenler arasında “Nuri Bilge “olarak anılan, ödüllere doymayan bir yönetmen. Senaryosunu kendisi yazıp yönettiği Albüm filminde, Şebnem Bozoğlu’nun da rol aldığı, birlikte oynadığımız çok iyi bir sinema filmiydi. Fransız-Türk ortak yapımıydı, sanıyorum evet. Ve...şey...o da tam dünyada birçok ödül aldı. Örneğin, Cannes film Festivali’nde ödül aldı. Eleştirmenler Haftası’nda en iyi film seçildi. Saraybosna film Festivali’nde en büyük ödül olan” Saraybosna’nın Kalbi ”ödülünü aldı. Kudüs Film Festivali’nde de ödüller aldı.

Tüm dünyadan ve Türkiye’den ne kadar ödül varsa o topladı. Gerçekten çok iyi, çok nitelikli, uluslararası sinema filmiydi. Benim için çok önemli bir yeri olan film Albümüdür.

Son dört senemi ise Emanet dizisinde geçirdim. Bu da bir televizyon drama serisiydi. Dört sene boyunca sürdü. Çok güzel bir ortamda çalıştık.

Reklam filmlerinde rol aldınız mı?

Öncelikle, temel bir oyunculuk eğitimi alınması gerektiğini düşünüyorum. Oyuncu olmak isteyenlere, temel oyunculuk eğitimi almalarını öneriyorum.

Tabii ki bu, öncelikle bir yetenek işidir. Öğrencide bir ışık olması gerekir ama bu ışık mutlaka işlenmeli, oyunculuk sanatının prensipleri mutlaka çalışmalıdır. Oyunculuk zorlu bir piyasadır. Dışarıdan bakıldığında çok güzel janjanlı, müthiş ve büyülü görünmesine rağmen; piyasa şartları zordur. Çalışma şartları zordur. Oyuncunun bunları göğüsleyebilmesi gerekir. Mesleği belli bir düzeyde oturtana kadar, oyuncu adayları zorlanabilirler. Bu yüzden sebat etmelerini, çalışmayı bırakmalarını öneriyorum. Ayrıca, mesleğiniz bir hobi edinmenizi de tasviye ederim. Yani o işi, tutkuyla sevmeniz gerekir. İnsanlar rahatlamak için kendilerini ait alanlara koşar: Film izlerler, yürüyüşe çıkarlar, spor yaparlar...Spor, birçok insan için arınma alanıdır. Aynı şekilde bir sanatçının hangi dalda sanat yaparsa yapsın müzisyen olabilir, kemancı olabilir, piyanist. Olabilir ya da oyuncu olabilir...Bu alan, onun nefes aldığı, ihtiyaç duyduğu ve onsuz yapamayacağı alan olmalıdır.

Bir meslekte iyi olmak istiyorsanız o mesleğe âşık olmalısınız. İste eğer böyle bir aşkla oyunculuğa bağlıysanız, bu yolda eğitim almak üzere yola çıkabilirsiniz. Seslendirme de oyunculuğun bir parçasıdır. Elbette .Ama oyunculuk eğitimi almadan, doğrudan seslendirme sanatçısı olunamaz. Bu alanda ilerlemek isteyenlere şunu söyleyebilirim: Çok ciddi bir diksiyon, artikülasyon ve konuşma eğitimi gerekir, Düzgün Türkçe, Ya ”İstanbul Türkçesi ”dediğimiz şekilde konuşabilmeleri çok önemlidir. Senaryo üzerine gelirsek... Evet, kendi yazdığım senaryoları var. Şu anda bir aile hikayesi yazıyorum. Tarihi bir hikaye bu, bitmek üzere film olarak çekilecek. Ancak senaryo konusunda kendimi çok yetkin gördüğümü söyleyemem. Bu konuda konuşması gerekenler bu, işin eğitimini vermiş Ya da almış hocalardır. Diye düşünüyorum. Herkesin her alanda sıçrayıp oranda bir iddia içerisinde girerek öğreticilik yapması beni rahatsız ediyor. Herkes, profesyonel eğitimi aldığı alandaki eğitmenlik yapmalı

Binnaz Hanım Seslendirme nedir? Herkes Yapabililirmi?

Seslendirme, adı üzerinde bir görselin üzerine sesi konumlandırmak, sesi Monte etmektir. Bu işi oyunlar ve seslendirme sanatçıları tarafından yapılır. Seslendirme adı üzerinde bir şeyin üzerine ses vermektedir. Peki herkes seslendirme yapabilir mi? Tabii ki “yapabilir ”diye cevap vermek hiç mümkün değil. Herkes seslendirme yapamaz çünkü bunun bir eğitimi vardır. Ancak bundan önce, ciddi bir çalışma gerektirir. Seslendirme yapabilmek için oldukça düzgün bir Türkçe ve net bir şekilde konuşmanız gerekir. Bu da, o dilde hâkim olmayı gerektirir. Örneğin , Türkçe dublaj ya da seslendirme yapacak bir kişinin çok düzgün bir diksiyona sahip olması gerekir Bizim “İstanbul Türkçesi ”dediğimiz bir ağız var ki seslendirme ve dublaj alanında bu oldukça önemlidir. Asil ki Karadeniz şivesi varsa İstanbul’un da kendine Has bir Türkçesi vardır. İşte bu, ”İstanbul Türkçesi” dediğimiz dilidir. Türkiye’de seslendirme yapmak isteyen birinin bu aksanla konuşabilmesi gerekir. Ancak şunu da söyleyebilirim: Türkiye, seslendirme ve dublaj, konusunda dünyada oldukça önde gelen ülkelerden biridir. Hatta bazı alanlarda neredeyse bir numarayız diyebilirim. Çok yetkin, çok iyi yetişmiş seslendirme sanatçılarımız var. Bu alandaki başarılarımız uluslararası düzeyde de dikkat çekmektedir.

Röportaj: Sibel TURHAN İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğrencisi.

ESHAHABER.COM.TR

Haftanın Öne Çıkanları

Rusya'da 8 büyüklüğünde deprem! Tsunami alarmı verildi

2025-07-30 03:22 - Dünya

Türkiye'de bir çok ilde görüldü! Gökyüzündeki mavi cismin ne olduğu ortaya çıktı

2025-07-24 09:27 - Gündem

Kurtulmuş tarih verdi: Ağustos ayının başında başlıyor

2025-07-27 12:57 - Gündem

İstanbul Beyoğlu'nda şiddetli bir patlama sesi duyuldu!

2025-07-23 22:17 - Gündem

Arda Turan: Tur daha bitmedi, Beşiktaş büyük bir takım

2025-07-25 00:37 - Spor

Rusya'da 8.8 büyüklüğünde deprem: Tsunami oluştu

2025-07-30 06:38 - Dünya

Selçuk Bayraktar ve Hakan Fidan Tercihfest'te aday öğrencilerle buluşacak

2025-07-25 03:27 - Eğitim

ABD'li isimden İsrail tepkisi: Artık yeter

2025-07-26 14:57 - Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan Hamdi Ulukaya'yı kabul etti!

2025-07-30 14:07 - Gündem

Bakan Güler, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Barrack'ı kabul etti

2025-07-28 15:18 - Gündem

İlgili Haberler

Emre Altuğ ve Mirkelam ilk kez aynı şarkıda buluştu: Yazın 'En Gerçeği' yayında!

04:20 - Magazin

Sanatçı Üngür, Alpaslan bebek yararına konser verdi

11:43 - Magazin

Esaret 537.bölüm: Hira, Orhun'u kıskanıyor

15:27 - Magazin

Avukatı açıkladı: Dilan Polat kendi isteğiyle psikiyatri servisine yattı

19:00 - Magazin

Esaret’te Hira, hastaneye kaldırılıyor! Hayatını altüst edecek hastalık teşhisi

17:22 - Magazin

Günün Manşetleri

YENİ AFET VE ACİL DURUM ÖNLEMLERİ

07:24 - Politika

5 günlük hava tahmini! Sıcaklık aniden düşecek, sağanak geliyor

06:52 - Gündem

İsrail'e rest çektiler: 'Onlar için silah bırakmayacağız'

04:57 - Dünya

Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda kritik atamalar

04:17 - Gündem

ABD'de derin hesaplaşma! Trump'tan Pelosi için soruşturma çağrısı

01:22 - Dünya