2008 ile 2022 yılları arasında gerçekleşen bu sarsıntıların büyük kısmı, daha önce hiç kayda geçmemişti.
Yeni çalışma, makine öğrenmesi kullanılarak yapıldı. Yani geçmiş sismik kayıtlar özel bir yazılımla tarandı ve normal yöntemlerle fark edilemeyen sismik hareketlilik detaylandırıldı.
İzlanda’da yanardağ patlamaları devam ediyor
SARSINTILARIN YARISI SÜRÜ HALİNDE
Tespit edilen 86 binden fazla depremin yarısından fazlasının “sürüler” halinde meydana geldiği belirtildi.
Bu tür sarsıntılar, belli bir alanda kısa süre içinde gerçekleşen, birbirine bağlı küçük depremler anlamına geliyor.
Bilim insanları bu tür sismik hareketlerin bazı durumlarda volkanik faaliyetlerin öncüsü olabileceğine dikkat çekiyor.
Ancak bu örnekte durum biraz farklı. Çünkü elde edilen verilere göre bu depremler, lav değil, mineral açısından zengin, sıcak yer altı sularının hareketiyle oluşuyor.
Yer altındaki bu sıcak sıvılar, kayaların arasındaki çatlaklardan geçerek küçük kaymalar yaratıyor ve bu da deprem sürülerine neden oluyor.
MAGMA PATLAMASI YAŞANABİLİR Mİ?
Uppsala Üniversitesi’nden volkan uzmanı Prof. Valentin Troll, bu depremlerin yüzeyin 10 kilometre altındaki eski fay hatları boyunca meydana geldiğini söyledi.
Troll’e göre sarsıntılar, derinlerde bir magma hareketine işaret etmiyor. Yani şu an için Yellowstone’da devasa bir patlama riski görünmüyor.
Bununla birlikte, bu tür hareketlilik volkanın içinde gaz ve buharla ilişkili patlamalara yol açabiliyor.
Nitekim geçen yaz Biscuit Basin’de yaşanan buhar patlaması, bunun en net örneklerinden biri oldu. Patlama sırasında fırlayan kayalar, yüzlerce metre uzağa savrulmuştu.
GİZLİ DEPREMLER YENİ TEKNİKLERLE TESPİT EDİLDİ
Araştırma ekibinden Dr. Bing Li, bu kadar büyük miktarda veriyi manuel olarak incelemenin mümkün olmadığını belirtiyor.
Yeni geliştirilen makine öğrenimi teknikleri, geçmiş kayıtların çok daha verimli şekilde taranmasını sağladı. Böylece daha önce fark edilmemiş on binlerce sarsıntı gün yüzüne çıktı.
Dr. Li, bu verilerin sadece Yellowstone için değil, dünyanın diğer aktif yanardağları için de önemli olduğunu vurguluyor. Bu teknikle volkanların “jeolojik nabzı” daha yakından takip edilebilecek.
GELECEK PATLAMALARA HAZIRLIK SAĞLAYABİLİR
Bilim insanları, bu çalışmanın doğrudan bir patlamayı öngörmediğini ancak benzer volkanik sistemlerdeki riskleri anlamak için büyük bir adım olduğunu belirtiyor.
Bu veriler, gelecekteki patlamalara karşı daha etkili güvenlik önlemleri geliştirilmesine ve risk altındaki bölgelerde kamuoyu bilgilendirmelerinin iyileştirilmesine yardımcı olabilir.
AMERİKA KITASININ YÜZDE KAÇI YOK OLUR?
Tam anlamıyla “yok olma” değil, yaşanamaz hale gelme açısından değerlendirilirse:
Kuzey Amerika'nın %10-15'i fiziksel ve ekolojik olarak ciddi hasar alır.
ABD'nin %40-50'si yaşanamaz hale gelebilir.
Kıta genelinde (Kuzey-Güney Amerika toplam) yaşam alanlarının %5-10'u geçici veya kalıcı olarak yaşanmaz hale gelebilir.
YELLOWSTONE PATLARSA ABD'NİN YARISI YOK OLUR!
Yellowstone süpervolkanının büyük çaplı bir patlaması durumunda, ABD'nin yaklaşık yarısı doğrudan ya da dolaylı olarak yaşanamaz hale gelebilir.
Patlama merkezinden bin kilometre çapındaki alanda metrelerce kalınlıkta volkanik kül birikirken, altyapılar çöker, tarım ve su kaynakları yok olur. Özellikle Ortabatı ve Batı Amerika'da hayat durma noktasına gelirken, hava yolları kapanır, enerji ve iletişim sistemleri iflas eder. Patlamanın etkileri sadece fiziksel yıkımla sınırlı kalmaz; atmosferdeki kül ve sülfür parçacıkları nedeniyle güneş ışığı azalır ve ABD genelinde "volkanik kış" yaşanır. Bu senaryoda ülkenin doğusu daha az etkilenebilirken, ekonomik ve toplumsal çöküş tüm ülkeye yayılır.
Kaynak: HABER7.COM
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews