Uluslararası İlişkiler Uzmanı Yıldıran Acar'ın, 'İstanbul’un Gölgesinde Hibrit Bir Savaş: Dronlar, Barış ve Gerçekler' başlıklı analizi şöyle:
2 Haziran 2025… İstanbul’da barış görüşmelerinin yapılmasına sadece bir gün kala, Ukrayna’nın Rusya’ya yönelik gerçekleştirdiği geniş çaplı İHA saldırısı uluslararası gündemi sarstı. Bu saldırı sadece teknik bir operasyon değil, aynı zamanda diplomasi masasına gölge düşüren stratejik bir hamleydi. Öyle ki, Rusya'nın Çin sınırından Finlandiya'ya kadar uzanan askeri üsleri hedef alındı. Bu, sıradan bir dron saldırısı değil, çok katmanlı bir hibrit operasyonun parçasıydı. Adı “Örümcek Ağı Operasyonu” olan bu saldırının zamanlaması, İstanbul’daki yeni müzakere turunun hemen öncesine denk gelmesiyle dikkat çekti. Tesadüf mü? Hiç de öyle değil.
Bu tür saldırılar, sadece hedef alınan ülkenin askeri kapasitesine değil, aynı zamanda psikolojik direncine de yöneliktir. Ukrayna, bu hamleyle masaya daha güçlü oturmayı, Rusya’ya karşı üstünlük kurmayı hedefliyor olabilir. Ancak diğer yandan, bu operasyonun arkasında, müzakere sürecini sabote etmek isteyen başka aktörlerin olup olmadığını da sormak gerek. Çünkü Ukrayna krizi, sadece iki ülke arasında bir savaş değil; Kolektif Batı’nın Rusya’ya karşı yürüttüğü çok katmanlı bir hibrit savaşın tam ortasındayız.
Hibrit Savaş: Savaşın Yeni Adı
21. yüzyılda savaş artık sadece cephede tankla tüfekle değil, ekranlarda, ekonomide, diplomaside ve toplumsal algıda veriliyor. Hibrit savaş, tam da bu yeni dönemin adı. Kavram ilk kez Frank Hoffman tarafından, geleneksel ve düzensiz savaş yöntemlerinin eş zamanlı ve koordineli kullanımı olarak tanımlandı.
Batı’da bu terim özellikle Rusya’nın davranışlarıyla ilişkilendirilirken, Rus uzmanlar bu kavramın Batı tarafından üretilip Rusya’ya karşı propaganda aracı olarak kullanıldığını savunuyor. Gerasimov’un 2013 tarihli makalesi üzerinden geliştirilen “Gerasimov Doktrini”, Rusya’nın hibrit savaş stratejisi olarak sunulsa da, Rus yetkililer bunun sadece Batı’nın kendi kamuoyunu yönlendirme çabası ve savunma bütçelerini meşrulaştırmak diğer bir ifadeyle, dış düşman yaratma stratejisi olduğunu söylüyor. Gerçek ne olursa olsun, hibrit savaş artık hayatımızda ve kurallarını güçlü olanlar koyuyor.
Hibrit Savaşın Sahadaki Yüzü: İHA’lar
Rusya-Ukrayna Savaşı, modern savaş tarihinde ilk “İHA, dijital ve siber savaş” olarak tanımlanmaktadır. Bu savaşın sembolü artık tank değil, dron. Sessiz geliyor, görünmeden vuruyor. Duyduğunuzda çoktan geç kalmış oluyorsunuz. 1 Haziran’daki saldırıda da öyle oldu. Rusya’nın derinliklerine kadar uzanan saldırılar, İHA’ların sadece taktik değil, psikolojik silah da olduğunu bir kez daha gösterdi.
Ukrayna, savaşın başından bu yana yerli savunma sanayisini olağanüstü bir hızla dönüştürdü. 70 devlet kurumu ve 400'e yakın özel şirket, cepheye doğrudan mühimmat ve İHA sağlıyor. Kamikaze İHA’lar sessizce ilerliyor, bir anda hedefe çarpıyor ve sadece fiziksel değil, psikolojik yıkım da yaratıyor. Rus askerleri arasında moral kaybı yaşanırken, Ukrayna halkı da enerji altyapılarına yapılan Rus saldırılarıyla halkın direncini ve umudunu kırıyor. Modern savaşta artık “düşman nereden vurur” sorusunun net bir cevabı yok. Dronlar hem askeri hem sivil alanlarda kol geziyor ve toplum kaygısını artırıyor. Savaş alanı gökyüzüne taşınmış durumda ve orası da artık huzurlu değil.
Küresel Düzende Hibrit Boşluklar
Hibrit savaşların bu kadar yaygınlaşmasının ardında uluslararası sistemdeki boşluklar yatıyor. Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan tek kutuplu dünya düzeni, artık kendi içinde tutarsız.
Demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi kavramlar evrensel değerler olmaktan çıkıp jeopolitik araçlara dönüşmüş durumda. Gazze’de susanlar, başka yerlerde yüksek sesle konuşuyor. Bu çifte standart, hibrit savaşın meşruiyetini besliyor.
Savaş artık sadece cephede değil; diplomasi masasında, sosyal medyada, haber bültenlerinde, hatta üniversite kürsülerinde yürütülüyor. Bu yeni dönemde her birey, her kurum ve her ülke ya hedef ya da araç olma riskiyle karşı karşıya.
Sonuç: Barış da Bu Savaşın Bir Parçası Olabilir
Hibrit savaşta sadece ordular değil, tüm toplum hedef alınıyor. Medya, ekonomi, teknoloji, hatta sivil toplum bile bu savaşın unsuru haline geliyor. İHA’lar bu denklemin merkezinde. Gelecekte yapay zekâ destekli sürü İHA sistemleri, sadece hedef tespitinde değil, otonom karar alma mekanizmalarında da yer alacak. Bu da savaşın doğasını daha da karmaşık hale getirecek.
İstanbul’daki barış görüşmelerinin arifesinde yaşanan bu İHA saldırısı bize şunu hatırlatıyor: Modern savaş artık barikatlar arasında değil, belirsizliklerin ortasında, algıların ve psikolojik üstünlüğün sahasında yaşanıyor. Ve barışın kendisi dahi, bu savaşın bir parçası haline gelebiliyor.
Kaynak: HABER7.COM
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews