Hesaplaşma Vakti Kitabı Raflarda Yerini Aldı.
Gündem

Nurettin Topçu, vefatının 50. yılında Esenler'de anıldı

Türk fikir ve düşünce dünyasının önemli isimlerinden Nurettin Topçu'nun 50. vefat yılı vesilesiyle düzenlenen 'Bir Ruh İnşası: Eğitim, Medeniyet ve Tasavvuf Ekseninde Nurettin Topçu' programı, Esenler'de gerçekleştirildi.

Nurettin Topçu, vefatının 50. yılında Esenler'de anıldı
26-06-2025 22:22

Esenler Belediyesi ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen programın moderatörlüğünü Türkiye Yazma Eserler Kurumu (TÜYEK) Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz yaptı.

Açılışta konuşan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Doç. Dr. Murat Mücahit Yentür, Topçu'nun Türk düşünce ve eğitim hayatında önemli izler bıraktığına dikkati çekerek, "Bugün talebeliği hiç bitmeyen, onu bir meslek olarak özümsemiş bir ismi anıyoruz. Eğitimin önemli olması için tarihte iz bırakanları tanımak gerekiyor. Nurettin Topçu, sınıfın kapısını mabedin kapısı bilen bir mütefekkirdi. Düzenlenen programın, ülkemizde insani, ahlaki ve vicdani değerlerle donatılan, merhametli ve adaletli bir neslin oluşmasına katkı sunmasını diliyorum." dedi.

Prof. Dr. Sadettin Ökten, anma programında bir konuşma yaptı.

"Nurettin Topçu, büyük bir ahlak adamı ve size kendi muhasebenizi yaptıran çok kıymetli bir şahsiyetti"

Etkinlikte konuşan Prof. Dr. Sadettin Ökten, Nurettin Topçu'yu 1940'ların sonunda henüz çocukken tanıdığını söyledi.

Ökten, Topçu'nun, babası Celalettin Ökten'i uzun bir süre ziyaret ettiğini dile getirerek, "Bu ziyaretlerin ilkinde kapıyı açmaya babam beni göndermişti. Kapıyı açınca rahmetli Topçu, 'Babanıza sorar mısınız, çarşamba akşamı müsait midir?' dedi. Ben bunu babama sorduğumda, 'Çarşamba gelsin.' cevabını verdi. Bizim mukim olduğumuz yer Beyazıt'ta, mütevazı bir evdi. Bu 'Çarşamba Sohbetleri' de babamın vefat ettiği Kasım 1961'e kadar evimizde devam etti ve bu sohbetlerde Topçu, büyük bir teyakkuz ve rikkat halindeydi." ifadelerini kullandı.

Ökten, babası Celalettin Ökten'in vefatından sonra Topçu'yla münasebetlerinin devam ettiğini belirterek, "Topçu, babam öldükten sonra yanıma gelerek, 'Baban bizim büyüğümüzdü ve bugüne kadar ben sizi ziyarete geliyordum, bundan sonra ise sen beni ziyaret geleceksin.' dedi. Ben de kendisini imkanım olduğu sürece ziyaret ettim. Kendisinden bir çok konuda istifade ettim. Nurettin Topçu, büyük bir ahlak adamı ve size kendi muhasebenizi yaptıran çok kıymetli bir şahsiyetti." şeklinde konuştu.

Nurettin Topçu'nun kendi kişiliğinin oluşmasında önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Ökten, Topçu'nun yaptıklarıyla kendisi ve çevresi için hayata dair önemli ölçüler koyduğunu söyledi.

Prof. Dr. Mustafa Kara, etkinlikte konuştu.

"Onun eserleri, denize dalan bir insandan yüzeye çıkan hava kabarcıklarına benzer"

Prof. Dr. Mustafa Kara, Topçu'nun din, tasavvuf ve gönül dünyasına dair "ketum" bir şahsiyet olduğunu anlattı.

Söz konusu ketumluğunun, tasavvufi neşveye sahip olan insanların ortak bir özelliği olduğunu vurgulayan Kara, "Tasavvufi neşvesi olan insanlar bu kapıyı kimseye açmazlar, kendilerinden bahsetmezler. Onların yazdıklarına bakarak bir şeyler söylenebilir ama esas meseleyi bilmemiz mümkün değildir. Topçu Hoca, Tahirü'l Mevlevi'nin 'Mesnevi Şerhi'ne yazdığı takrizde Hazreti Mevlana ile ilgili olarak, 'Onun eserleri, denize dalan bir insandan yüzeye çıkan hava kabarcıklarına benzer.' der. Yani Mevlana huzur ve derindedir ve fakat bizler ise bu huzurdan taşan ve ancak yüzeyde beliren hallere şahit oluruz. Topçu'nun durumu da buna paralellikler göstermektedir, bu halin bir devamıdır." görüşlerine yer verdi.

Kara, Nurettin Topçu'yu anma ve anlamanın kolay, anlatmanın ise zor olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Büyük insanları anlatmak çok zordur. Bunu yapabilmenin en önemli ve zor şartı ise haddini bilmektir. Nurettin Topçu için bu daha da zordur çünkü o kendi iç haliyle, gönül dünyasıyla ilgili konuşan birisi değildir. O sevdiği ve kıymet verdiği isimler vefat edince önemli metinler kaleme almıştır. Fakat mürşidi Abdülaziz Bekkine Hazretleri vefat edince bunu yapmamış, onun ardından herkesin beklentisine rağmen, 'Yıdırım'ın Huzurunda' hikayesini kaleme almıştır."

Nurettin Topçu'nun tasavvuf söz konusu olduğunda "Üveysi ve Melami bir damara sahip olduğunu" hatırlatan Kara, bu iki hususun Topçu'nun tasavvufi boyutlarına ortaya koyan iki önemli husus olduğunu sözlerine ekledi.

Prof. Dr. İsmail Kara ise Nurettin Topçu'nun asıl büyük talebelerinin mektepte okuttukları değil, kendisinin sohbetlerine devam edenler olduğunun altını çizdi.

Prof. Dr. Mustafa Kara, etkinlikte konuştu.

"Biz, maarif sistemimize dair 1924'den beri hiçbir zaman kurucu bir fikrin peşinden koşmadık"

Kendisinin de Topçu'nun bir "sohbet talebesi" olduğunu aktaran İsmail Kara, "Ben Topçu Hoca'yı küçük yaşta tanıdım. Hocamızın muallimliği ise vefatından sonra kitaplarıyla devam etmiştir. Onun yazdıklarının bir kısmı ders kitabı olarak okutuldu fakat sonradan bundan vazgeçildi. Bu eserleri bizler daha sonra yayıma hazırladık ve müstakil birer kitap olarak herkesin istifadesine sunduk. Büyük adamlar, kıyamete kadar meslek ve meşreplerini sürdürüyorlar ve bu bir berekettir." diye konuştu.

İsmail Kara, Topçu'nun "maarif" meselesiyle ilgili önemli metinler kaleme aldığına dikkati çekerek, "Nurettin Topçu, maarif meselemizle en çok ilgilenen kişilerin başında gelmektedir. Yazdıkları ve söyledikleriyle Türk maarif sistemine dair önemli ve bugün için hazmedilmesi zor, teklifler ve eleştiriler getirmiştir. En büyük tenkidi, maarif sistemimizin kurucu bir fikrinin olmamasına dairdir." değerlendirmelerinde bulundu.

Prof. Dr. İsmail Kara, programda bir konuşma gerçekleştirdi.

Söz konusu "kurucu fikir eksikliğinin" eğitim sisteminin tamamına sirayet eden bir anlama sahip olduğunu aktaran İsmail Kara, şunları kaydetti:

"Kurucu fikri olmayan sistemler, buna uygun kurumlar da oluşturamazlar. Bu, bir okulun mimarisinden müfredatına kadar belirleyici olan bir unsurdur. Biz, maarif sistemimize dair 1924'den beri hiçbir zaman kurucu bir fikrin peşinden koşmadık. Bunun oluşması için insanımızın, toplumumuzun, coğrafyamızın, ilim ve fikir müktesebatımızın bugünün şartları ışığında gözden geçirilmesi gerekmektedir. Topçu Hocamızın eleştirileri, bu anlamda, maarif sistemimizin teknik kısımlarına değil özüne dairdir. Kurucu felsefesi ve fikri olmayan bir sistemin, 'Türkiye bugün nasıl bir insana muhtaç?' sorusuna cevap üretmesi mümkün değildir."

Nurettin Topçu'nun "İsyan Ahlakı" çalışmasının popüler olmasına rağmen tam olarak anlaşılmadığını hatırlatan İsmail Kara, "İsyan Ahlakı eseri hazmedilmesi zor bir metindir. Bu değerli çalışma beşerlikten insanlığa yükselmeyi anlatır. Bunun içinse kişinin ihtiraslarından başlamak üzere kendisine empoze edilen bütün fikirleri gözden geçirmesi gerekir. Bu inişten sonra, yukarıya çıkışta ise artık terbiye almış kişi bazı kabulleri hakiki bir şekilde tekrar edinmiş olacaktır. Topçu'nun eğitim sistemine dair teklifleri onun meseleye bütüncül bakışının izlerini taşımaktadır." diye konuştu.

Yoğun bir katılımın olduğu program, katılımcılara hediye takdimi ve toplu fotoğraf çekimlerinin ardından sona erdi.

 

Kaynak: HABER7.COM

#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
Editor : Eshahaber
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
wordpress hosting Backlink Paketleri Dubai Vize