Türkiye tarımında yeni çağ: Otonom Çiftlikler dönemi başıyor

Türkiye tarımı son 20 yılda önemli bir büyüme kaydetti; resmi verilere göre gıda üretiminde yaklaşık 3 katlık bir artış yaşandı. Özellikle hayvancılıkta, süt üretimi 8,5 milyon tondan yaklaşık 22 milyon tona çıkarak rekor seviyelere ulaştı. Ancak bu çarpıcı büyümenin ardında, sektörün geleceğini tehdit eden kritik bir sorun yatıyor: Yaşlanan Çiftçi Nüfusu.

TARIMDA YAŞLANMA KRİZİ VE GELENEKSEL YÖNTEMLERİN YÜKÜ

Bugün Türkiye’de çiftçi yaş ortalaması 55’in üzerindedir. Bu durum, 60’ların üzerinde ortalamaya sahip Avrupa Birliği ülkelerindeki tabloya paralel seyrediyor. Gençler, dedelerinin ve babalarının uyguladığı geleneksel tarım ve hayvancılık yöntemlerinin zorlu, yorucu ve düşük verimli yapısı nedeniyle bu alanı kariyer olarak görmeye isteksiz kalıyor. Ağır fiziki emek, düzensiz gelir ve sosyal hayattan kopma riski, gençlerin tarımdan uzaklaşmasının en büyük nedenlerini oluşturuyor.

Peki, artan nüfusun gıda ihtiyacı sürdürülebilir bir şekilde nasıl karşılanacak? TÜME’nin ortaya koyduğu cevap net: Teknoloji, otomasyon ve verimlilik.

TEKNOLOJİ VE OTOMASYON: GENÇ ÇİFTÇİLİĞİN ANAHTARI

Tarım ve hayvancılık alanında teknolojinin ve otomasyonun artmasıyla, alana olan genç ilgisi de yükseliyor. Otonom besleme robotları, akıllı hayvan takip sistemleri ve hassas tarım çözümleri sayesinde verimlilik ve kalite artarken, genç üreticiler fiziki iş yükünden kurtuluyor.

Örneğin, Türkiye'nin farklı bölgelerindeki genç çiftçiler, teknolojiyi işlerine entegre ettiklerinde, işletmelerini daha verimli yönetebiliyor ve sosyal hayatlarından ödün vermek zorunda kalmıyor. Artık bir ziraat mühendisi ya da veteriner, sadece toprakla ya da hayvanla uğraşmak yerine, verileri analiz eden, teşhis koyan ve otomasyon sistemlerini yöneten bir teknoloji uzmanı haline geliyor.

GELECEĞİN OTONOM ÇİFTLİKLERİ GENÇLER İÇİN HAYAL DEĞİL

Geleceğin otonom sistemlerine erişim, sermayesi kısıtlı gençler için bir hayal midir? Hayır. Türkiye'de otonom çiftlik sistemlerine ilişkin buzağı besleme, otonom yem merkezi, sıfır atık teknolojileri, ahır iklimlendirme sistemleri, hayvan ve sürü takip teknolojileri geliştiren, ürettiği teknolojilerle ihracat başarısı gösteren yerli şirketler var. Bu şirketler, Tarım Teknolojileri Kümelenmesi (TÜME) çatısı altında bir araya geliyor.

TÜME, sektör ihtiyaçlarına katkı sağlayacak projeleri destekler; teknoparklar, üniversiteler, şirketler ve gençleri bu sürecin aktif paydaşı yapıyor. Gençlerin bu teknolojileri öğrenmesi ve uygulaması için somut adımlar atıyor, nitelikli eğitim çiftlikleri kuruyor. Sektöre girmek isteyen gençlere otomasyon ve veri yönetimi üzerine uygulamalı eğitimler vermeye başlıyor. Bu eğitimler, gençleri modern tarım profesyonelleri olarak sertifikalandırıyor ve onların otonom sistemlere erişimini kolaylaştırıyor ayrıca tarım fonlarından faydalanabilecekleri ortam oluşturuyor. Türkiye’nin gıda arz ve güvenliğine katkı sağlayacak bu ekosistem, gençleri, tarım teknolojisi geliştiren şirketleri ve yenilikçi fikirleri tek çatı altında toplama misyonunu üstleniyor.

TÜME YÖNETİM KURULU BAŞKANI'NDAN DEĞERLENDİRME

TÜME'nin çalışmalarını değerlendiren Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Karagöz, gençleşen üretimin önemini vurguladı:

"TÜME, sadece teknolojiyi üretenleri bir araya getirmekle kalmıyor, aynı zamanda genç beyinleri, yenilikçi şirketleri ve akademiyi tek bir ekosistemde birleştirerek sektörün dönüşüm ihtiyacına katkı sağlamayı hedefliyor. Eğitim programları, burs programları, başarılı girişimleri fonlarla bir araya getirme, otonom çiftlik ekosistemini oluşturacak tüm bileşenleri ortak bir paydada buluşturuyor. Geleceğin çiftlikleri artık otonomdur ve bu otonom çiftlikleri yönetecek nesli yetiştirmek, ulusal önceliğimiz olmalıdır"

Türkiye tarımında otonom sistemlere geçiş, sadece verimliliği değil, aynı zamanda gençlerin tarlaya ve hayvancılığa olan ilgisini de artırarak, sektörün sürdürülebilirliğini garanti altına almaktadır.

Kaynak: HABER7.COM