
HABER7
Lenfoma hastalığı şüphesiyle 4 Temmuz’da ameliyat edilen Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık 18 Temmuz’dan bu yana İzmir Şehir Hastanesi’nde tutuluyor. Adli Tıp raporu ‘temiz’ çıkan Çalık’a ikinci kez kemik iliği biyopsisi uygulandı.
Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç, Çalık’ın tedavi gördüğü hastaneyi ziyaret ederek doktorlarından bilgi aldı.
ERDOĞAN'LA BİR TUTTU
Yolsuzluk zanlısı Çalık’ı, 28 Şubat sürecinde şiir okuduğu için cezaevine atılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bir tutan Arınç, “Cumhurbaşkanımız tutuksuz yargılanmıştı. Herkese insaf, merhamet, vicdan tavsiye ediyorum” dedi.
Hastane çıkışında açıklama yapan Bülent Arınç, “Henüz iddianamesi bile yazılmadı, tutukluluk hali devam ediyor. Serbest bırakılmasını arzu etmiştim, olmadı ama olacaktır inşallah. Rahatsızlığı söz konusu, steril bir ortamda olduğu için bizim görüşmemize haklı olarak izin verilmiyor, doktorları beni bilgilendirdi. Tedavisi devam ediyor, geçmişte yaşadığı rahatsızlıkların nüks etme ihtimali var. Önemli olan Adli Tıp'ın bir türlü müspet karar vermemesi. Herkese insaf, merhamet, vicdan tavsiye ediyorum. İnşallah Çalık’ın da tutuksuz yargılanarak eski sağlığına kavuşmasını diliyorum. Annesi, eşi ve evladıyla görüştüm, avukatlarıyla konuştum, hepsine teşekkür ediyorum. Ümit ederim sevindirici haberi Türkiye olarak bekliyoruz.” dedi.
'PIRLANTA İNSAN, AKLANACAKTIR'
Arınç, “Çalık pırlanta bir insandır, üzerine atılan suçların inşallah gerçekleşmediğini hep beraber göreceğiz” sözlerini sarf ettiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Tutukluluk istisnai olmalıdır, serbest yargılanma doğal olmalıdır. Bir cinayetten, ağır bir suçtan bahsetmiyoruz... Kendisi belli bir yer sahibi olan insanların belli bir zamanlarda suçlanması mümkündür. Ben de bir siyasetçi olarak yargılandım, hapis cezası aldım ama hep tutuksuz yargılandım. Sayın Cumhurbaşkanımız tutuksuz yargılandı, cezaevine hüküm kesinleştiğinde girdi... Sayın Erbakan da öyle... Bütün dünya tutuksuz yargılamayı prensip kabul eder ama bizde bu süreç içinde yerine getirilmiyor. İnşallah hakim ve savcıların, AYM, AİHM kararlarına uygun olarak bu konuda hukuka uygun davranacağını ümit ediyoruz.”
__________ADLİ TIP RAPORUNDA HANGİ TESPİTLER YER ALDI
Murat Çalık’la ilgili Adli Tıp Kurumu’nun hazırladığı kapsamlı değerlendirme raporunda çarpıcı bulgular yer almıştı.
Çalık’ın 1999 yılında “akut miyeloid lösemi” geçirdiği iddia edilse de bu döneme ait herhangi bir patoloji raporuna veya tedavi belgesine ulaşılamadığı belirtilmişti.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi gördüğünü söyleyen Çalık’ın bu beyanını doğrulayan herhangi bir resmi belgeye de adli dosyada rastlanmadığı açıklandı.
Çalık’ın lenforma hastası olmadığı vurgulanan Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun açıklamasında, “Adli dosya içerisinde gönderilen tıbbi evrakta, laboratuvar, hematolojik ve patolojik incelemelerinde iddia edildiği üzere lenfoma (lenf bezi kanseri) teşhisi kişinin tıbbi geçmişinde mevcut değildir” denilmişti.
Çalık’ın kan sayımı sonuçlarının da ciddi hematolojik rahatsızlık geçirmediğini ortaya koyduğu bildirildi.
26 YILDIR AKTİVİTESİ YOK
Adli Tıp Kurumu’ndan yapılan açıklamada, Çalık’ın 1999’da akut miyeloid lösemi (AML) M4 tanısı aldığı ve hastalığının 26 yıldır remisyonda olduğu, herhangi bir aktif hastalığının bulunmadığı kaydedildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yapılan son kemik iliği biyopsisinde blast oranının %4-5 civarında olduğu, alınan materyalin tanı koymaya elverişli düzeyde olmadığı ve ileri hematolojik incelemelerin önerildiği kaydedildi. Ayrıca laboratuvar ortamında flow sitometri yöntemiyle yapılan tetkiklerde blast oranı %1-2 olarak belirlendi. Adli Tıp Kurulu, hem bu sonuçları hem de kemik iliği aspirasyonundaki hücresel verileri birlikte değerlendirerek blast oranını %3-4 seviyesinde kabul etti. Bu düzeyde blast oranı, hematolojik kanser tanısı koymak için yetersiz kabul ediliyor.”
KAN SAYIMLARI TEMİZ ÇIKTI
Kan sayımı sonuçları da Çalık’ın ciddi bir hematolojik rahatsızlık geçirmediğini ortaya koydu. Adli Tıp açıklamasında şu bulgulara yer verildi:
“Kurumumuza gönderilen adli dosya içerisinde mevcut olan 11 Temmuz tarihli kan sayımı tetkikinde lökosit sayısının 5 bin 660 ve nötrofil sayısının 3 bin 400 olduğu, yakın tarihli diğer kan sayımı tetkiklerinde de benzer düzeyde sonuçların olduğu, dolayısıyla lökopeni veya nötropeninin söz konusu olmadığı tespit edilmiştir. Lökopeni teşhisi için lökosit değerinin 4000’in altında ve nötropeni teşhisi için nötrofil değerinin 1000’in altında olması gerektiği tıbben bilinmektedir” ifadeleri kullanıldı. Bu veriler ışığında, bağışıklık sistemini baskılayacak düzeyde bir hücre düşüklüğü saptanmadı. Geçmişte yaşadığı parotis bezi tümörüyle ilgili olarak da 2008 yılında yapılan cerrahi müdahale ve radyoterapi sonrası tam iyileşme sağlandığı ve hastalığın 17 yıldır tekrarlamadığı belirtildi. O tarihten bu yana aktif hastalık bulgusu olmadığından bu durum ‘tam şifa hali’ olarak kabul ediliyor.”
NORMAL SINIRLAR İÇİNDE
Adli Tıp değerlendirmesinde, kamuoyuna yansıyan “ileri derecede kilo kaybı” ve “kaşeksi” iddialarının da doğru olmadığı anlaşıldı.
Adli Tıp’a göre, Murat Çalık’ın boyu 183 cm, kilosu 85 kg olarak ölçüldü.
Beden kitle indeksi 25,38 olarak hesaplandı ve bu değer tıbben normal sınırlar içinde kabul edildi. Kas kaybı ya da ileri derecede zayıflık da gözlenmedi.
Adli Tıp, Çalık hakkında kesin bir teşhis konulabilmesi için ileri hematopatolojik değerlendirmelerin yapılmasını, bu kapsamda tam teşekküllü bir eğitim-araştırma veya üniversite hastanesine yatırılarak tetkiklerin tamamlanması gerektiğini belirtti.
Bu kapsamda Çalık, 18 Temmuz’dan bu yana İzmir Şehir Hastanesi’nde kalıyor.
Kaynak: HABER7.COM
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnewsEditor : Eshahaber