
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin ‘Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları’ programı kapsamında İzmit’te partilileriyle bir araya geldi. Bakırhan’ın yanı sıra milletvekilleri, il yöneticilerinin de katıldığı programda çok tarihi bir süreçten geçildiğini ifade eden Bakırhan, Türkiye’nin gerçekten bir toplumsal barışa ihtiyacı olduğunu belirtti. Bakırhan, “Şiddetle çatışmayı doğuran sebepleri eğer konuşarak, tartışarak ortadan kaldırabilirsek, demokratik bir Türkiye’de, huzur içerisinde kimsenin ötekileştirilmediği, yok sayılmadığı bir Türkiye'de çocuklarımızın yaşamasına bir zemin hazırlayabiliriz. Evet, bunları konuştuğumuz zaman bazı insanlarımıza çok gerçekçi gelmiyor olabilir. Çünkü bu ülkede her birimiz çok şey yaşadık. Bu ülkede defalarca masalar kuruldu ama istediğimiz sonuçlar ortaya çıkmadı. Dolayısıyla bunca yaşanmışlığa rağmen, hala yaşadığımız şeylere rağmen acaba bu sefer iyi olacak mı? Acaba bu sefer gerçekten Kürtler ve Türklerin, Türkiye'de yaşayanların eşitliğini sağlayacak onurlu bir barışı sağlayabilecek miyiz kaygısı neredeyse birçok insanımızda var” ifadelerini kullandı.
‘SADECE BİZİM İSTEĞİMİZ YETMİYOR’
Türkiye’de barış olmasını istediklerini ifade eden Bakırhan, “Biz bu yolun iyi bir şekilde yürünmesini istiyoruz ama sadece bizim isteğimiz yetmiyor. Aynı zamanda bu ülkede yürütmede bulunan iktidarın da muhalefetteki siyasi partilerin de sorun yaşayan toplumun diğer örgütlü çevrelerinin de aynı zamanda, bu süreci aynı niyetle yaklaşması, aynı gözle bakması, aynı oranda sorumlu kalması ve destek vermesi gerekiyor. Biz Türkiye'nin barışını arıyoruz. Biz Türkiye'de barış olsun istiyoruz. Dolayısıyla Türkiye'nin barışını arıyorsak, Türkiye'deki bütün renklerin ve inançların, ezilenlerin, emekçilerin de içerisinde olduğu bir barışı istiyoruz demektir. Bu aradığımız barış sadece Kürtler ile iktidar arasında oluşacak bir barış değil. Evet, biz bir zemini temsil ediyoruz. İktidar da bu ülkenin yürütmesidir ama bu barış bizden de iktidardan da çok daha yüksek bir yerde duruyor. Barışı sağlamak, barışa kavuşmak sadece 2 siyasi partinin ya da ülkedeki yürütmeyle bir siyasi partinin birlikte tek başına sağlayacağı bir şey değil. Onun için bu toplantıları yapıyoruz” diye konuştu.
‘BU SÜREÇ 86 MİLYONUN İYİLİĞİNE BİR SÜREÇ OLACAK’
Bakırhan, “Tabii ki Eren Bülbül'ün annesinin düşüncesini de alacağız; Uğur Kaymaz'ın annesinin de düşüncesini alacağız. Çünkü onların çocukları da barış, demokrasi olmadığı için yaşamını yitirdi. Biz istiyoruz ki Erenlerin de Uğur Kaymazların da artık tabutlarının yerine barışı omuzlarımızda taşıyalım” ifadelerini kullandı.
Kendilerine ‘Bu iktidarın neyine güveniyorsunuz?’ sorusunun sorulduğunu söyleyen Bakırhan, “Biz Kocaeli'deki Kürt'ün, Alevi'nin, kadının, gencin, emekçinin, ezilenlerin doldurduğu bu salona, sizlere güveniyoruz. Bu salondaki güzelliği, renkliliği, kitleselliği, coşkuyu gören hangi iktidar yol yürürken kendi çıkarına ve menfaatine dokunduğu zaman barıştan çark edebilir? Çark edemez. Onun için sahip çıkmalıyız. Bu süreç 86 milyon iyiliğine bir süreç olacak. Bu süreci eğer doğru yönetebilirsek, emekçinin, ezilenin asgari ücretle çalışıp çocuğunu ve ailesini zar zor geçindiren emekçilerin lehine bir süreç ortaya çıkacak. Artık vergilerimiz, gençlerimize ve halkımıza hizmet olarak gitmesi gereken bu bütçenin, artık savaşa değil barışa ve halklara harcanması gerektiğini belirtiyoruz. Emin olun 100 yıldır ilk defa böylesine tarihi ve önemli bir süreci birlikte yaşıyoruz ve şahitlik ediyoruz. Artık kimsenin bu süreçten kaçarı yok” diye konuştu.
‘BARIŞI SAĞLAYABİLİRSEK ORTA DOĞU’DAKİ BU KAOSTAN ÜLKEYİ KORUYABİLİRİZ’
Orta Doğu’da demokrasi olmadığı için iktidarlar yıkıldığını da söyleyen Bakırhan, “Ülkemiz için en büyük güvenlik, o sınırlara kurulan mayın tarlaları ve tel örgüler değil. En büyük güvenlik, demokrasidir; adalettir; barıştır. Eğer bu barışı sağlayabilirsek emin olun Orta Doğu'daki bu kaostan, krizden, fırtınalardan bu ülkeyi koruyabiliriz. Aksi halde Orta Doğu'daki bu çatışma ve gerilim ortamında yarın ülkemizin başına ne geleceğinin garantisini hiçbir iktidar veremez. Hiçbirimiz veremeyiz. Dolayısıyla sadece Kürt değil, emekçi de yararlanacak, ezilen de yararlanacak, katledilen kadının katliamının önüne geçeceğiz” ifadelerini kullandı.
Birilerinin bu sürece karşı çıktığını da söyleyen Bakırhan, “Allah aşkına bir yerde sulh oluyorsa birileri niye karşı çıkar buna? Çünkü menfaatleri ve çıkarları zedelendiği için karşı çıkarlar. Kimileri var, tek geçim kaynakları Türk ve Kürt gençlerinin akan kanı üzerine kurulmuş. Barış olunca onların buradaki elde etmiş oldukları rant duracak. Barışa karşı çıkılır mı? 100 yıldır devam edilen Kürt meselesinin tartışılacağı, diyalogla, müzakereyle çözüleceği bir sürece karşı çıkmak hangi aklın ürünüdür?” diye konuştu.
‘CEZAEVLERİNİN KAPISI MAHPUSLARA AÇILACAK’
Türkiye’nin barışını aradıklarını da ifade eden Bakırhan şu ifadelere yer verdi:
“Lütfen sağda solda yapılan algılara inanmayın; bize inanın. Biz, Türkiye'nin barışını arıyoruz. Başka bir şey aramıyoruz. Buradan kimse başka anlamlar çıkarmasın. Kimse buradan kendi siyasi ikbalini kuracak bir programa, planlamaya gitmesin. Kimse bize rota çizmesin. Rota belli. Türkiye'nin barışı. Ne olacak? Alevi eşit yurttaş olacak. Ne olacak? Kürt'ün dili özgürleşecek. Ne olacak? Ülkeye demokrasi gelecek. Ne olacak? Cezaevlerinin kapısı mahpuslara açılacak. Cezaevlerini müzeler yapacağız. Cezaevlerini belki üretim merkezleri haline getireceğiz. Dolayısıyla böyle bir tablo varken niye insanlar çatışmaya devam etsin ister? Niye insanlar gençlerin tabutlarını sırtımızda taşımamızı isterler. Dolayısıyla bu süreçte iyiye hakkını vermek, bu sürece karşı çıkana da demokratik tepkimizi ortaya koymak durumundayız.”
‘ÖCALAN, BARIŞIN ÇOK BÜYÜK KAZANDIRACAĞINA YÜZDE YÜZ İNANIYOR’
Bakırhan, “Sayın Öcalan’ın kendisiyle 4 saat görüştük. Emin olun 27 yıldır orada, bir hücrede kalmasına rağmen barışın bu ülkeye, bu ülkede yaşayan bütün insanlara çok büyük kazandıracağına yüzde yüz inanıyor ve buna göre sorumluluk alıyor; adım atıyor. Aynen şöyle demişti: ‘Barış toplumsallaşırsa başarıya ulaşırız. Yani Kocaeli'de olduğu gibi Kürt, Türk, emekçi, Alevi, kadın, genç sahip çıkarsa, gidip anlatırsa, komşusunu ikna edebilirse başarıya ulaşır” dedi.
Kaynak: DHA
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnewsEditor : Eshahaber