Hesaplaşma Vakti Kitabı Raflarda Yerini Aldı.
Dünya

ABD Büyükelçisi'nden Türkiye ve F-35 açıklaması: Bu yıl çözülebilir

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Barrack; Türkiye-ABD ilişkilerinden İsrail-İran savaşına, Suriye'deki yeni yönetimden Türkiye'nin liderliğine, ABD'yle Türkiye arasındaki F-35 krizinden Osmanlı'ya dayanan köklerine kadar birçok konuya değindi.

ABD Büyükelçisi'nden Türkiye ve F-35 açıklaması: Bu yıl çözülebilir
29-06-2025 17:47

Yaklaşık bir buçuk ay önce ABD'nin Ankara Büyükelçisi olarak görevine başlayan Tom Barrack, İzmir'in tarihi Kemeraltı Çarşısı'nı gezdi, Kızlarağası Hanı'nda yürüyerek esnaf ve vatandaşlar ile sohbet etti.

Han'ın içerisindeki hareketliliği ve canlılığı "Gerçek hayatın kalbi." şeklinde nitelendiren Barrack, "İzmir'in ayaküstü tatlısı" olarak bilinen Şambali'nin tadına baktı, bir dükkana girip, el dokuması halıları inceledi ve bilgi aldı.

Barrack'ın, halı dükkanında pazarlık yaptığı anlar tebessüm ettirdi. Barrack, Türk mutfağında en çok beğendiği yemeğin "kebap" olduğunu söyledi.

Büyükelçi Barrack, Kızlarağası Hanı'nı gezerken, ABD-Türkiye ilişkileri ve Orta Doğu'da yaşanan son gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

"KÖKLERİM OSMANLI'YA DAYANIYOR"

Barrack, kendi zihninde Türkiye'nin bir "illüzyon" olarak yer aldığını ifade ederek, köklerinin eski Osmanlı İmparatorluğuna dayandığını söyledi.

Dedesinin yaklaşık 1900'lerde Osmanlı pasaportuyla ve cebinde 13 lira ile Amerika'ya gittiğini anlatan Barrack, "DNA'mın geldiği yere dönme ayrıcalığına ve onuruna sahip olmak, hem de (ABD Başkanı Donald) Trump adına kıdemli bir diplomat olarak ve tarihi ülkelerden birinde Amerika'yı temsil etmek, gerçekten büyük bir ayrıcalık." dedi.

TÜRKİYE'YE İLK GELDİĞİNDE YAŞADIĞI DUYGUSAL ANI ANLATTI

Barrack, Türkiye'deki görevine başlamak üzere uçaktan indiğinde, şaşkınlık içerisinde olduğunu ve duygusal bir an yaşadığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a güven mektubunu sunduğunda ve Anıtkabir'i ziyaret ettiğinde de duygusal anlar yaşadığını ifade eden Barrack, şunları kaydetti:

"(İstanbul) Boğaz'da otururken, Avrupa'dan Asya'ya, Asya'dan Avrupa'ya, suyun aktığı yer boyunca yaşananları düşündüğümde her şey anlam kazanıyor. Hepimiz aslında aynı şeyi istiyoruz. Çocuklarımız için daha iyi bir hayat, umut, ilham, güvenlik ve barış istiyoruz. Bu yüzden burada olmaktan onur duyuyorum, ayrıcalıklıyım, kendimi şanslı hissediyorum. Öğreniyorum, dinliyorum. Bu gerçekten inanılmaz bir macera."

"TARİHİN ÇOK ÖNEMLİ BİR DÖNEMİNDE GÜVENE DAYALI İLİŞKİ"

Lahey'de düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi kapsamında bir araya gelen Trump ve Erdoğan'ın görüşmesine dair konuşan Barrack, Trump ile Erdoğan'ın, ayrıca Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile ABD Dışişleri Bakanı Rubio'nun da iyi kişisel ilişkilere sahip olduğunu söyledi.

Barrack, "Tarihin çok ama çok önemli bir döneminde, iki başkan ve dışişleri bakanları, dört kişi arasında karşılıklı güvene dayalı kişisel bir ilişki, yakınlık ve anlayışla başladı." dedi.

Trump ve Erdoğan arasında iki kez telefon görüşmesi yapıldığını hatırlatan Barrack, böylece aralarında güven ve itimadın oluşmaya başladığını söyledi.

"ORTA DOĞU'DA DİYALOĞU DEĞİŞTİRMEK GÜÇLÜ LİDERLİK İSTER"

Büyükelçi Barrack, Orta Doğu ve Yakın Doğu'nun oluşturduğu yeni bir döneme tanıklık edildiğini vurgulayarak, ABD tarafından, Türkiye'nin daima büyük bir NATO müttefiki olarak görüldüğünü kaydetti.

"Türkiye hiçbir zaman büyük bir bölgesel aktör olarak hak ettiği değeri ve önemi tam anlamıyla göremedi." diyen Barrack, Türkiye'nin çevresinde yaşanan çatışmalara ve savaşlara işaret etti.

Barrack, ABD Başkanı Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu durumu diyaloğun değiştirilebileceği bir fırsat olarak gördüğünü ifade ederek, "Orta Doğu'da diyaloğu değiştirmek liderlik ister, güçlü liderlik gerekir." diye konuştu.

Büyükelçi Barrack, "Bu, iki liderin doğrudan birbirine önceliklerini anlattığı ve bölgede (Orta Doğu'da) insanların hayatını nasıl daha iyi hale getirebileceklerini samimiyetle paylaştıkları bir görüşmeydi." dedi.

"TÜRKİYE TÜM BUNLARIN MERKEZİ OLABİLİR; SURİYE'DE OLDUĞU GİBİ"

NATO'da çekilen aile fotoğrafını anımsatan Barrack, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump'ın yakınlığına işaret etti.

Barrack, iki liderin de birbirini sevdiğini dile getirerek, "Hepimiz, birbirine güvenen iki lidere sahip olduğumuz için muazzam bir fırsatın var olduğu görüşündeyiz. Bu vizyonu nasıl uygulayacaklarını çok iyi bilen Bakan Rubio ve Bakan Fidan var." ifadelerini kullandı.

Orta Doğu'nun içinde bulunduğu kargaşaya bir çözüm arayışının sürdüğünü söyleyen Barrack, "Yüzyıllardır süregelen bir karmaşa var ve bu karmaşa büyük ölçüde Batı tarafından yaratıldı. Batı'nın sürekli müdahale etme çabaları yüzünden." diye konuştu.

Barrack, "Benim için İzmir, Yahudilerin, Müslümanların, Hıristiyanların bir arada yaşadığı, bu toplulukların harmanlandığı bir örnek." diyerek, "bu tüm dünyada ve Orta Doğu'da olması gereken bir durum" değerlendirmesinde bulundu.

Büyükelçi Barrack, "Bence Türkiye, tüm bunların merkez noktası olabilir, Suriye’de gördüğünüz üzere. Suriye'de olanların büyük bir kısmı, Türkiye ve liderliği sayesinde gerçekleşiyor." dedi.

"YENİ NESİL İÇİN YENİ BİRDİYALOĞA İHTİYAÇ VAR"

Osmanlı İmparatorluğu'ndaki "millet sisteminin", yüzlerce yıl farklı grupların merkezi sistemde varlıklarını sürdürmelerine imkan verdiğini anımsatan Barrack, yeni nesil için yeni bir diyaloğa ihtiyaç olduğunu, bu diyaloğun savaş olmadığını vurguladı.

Barrack, Türkiye'nin NATO'da, ittifakın ikinci büyük ordusuna sahip olduğunu söyleyerek, "(Türkiye) Sert gücü, hava savunması, genel savunma kapasitesine sahip, bütün unsurlar tamam. Ama en önemlisi, dünyayı tanıyan, çalışkan, olağanüstü bir nüfusa sahip." diyerek, bu küresel başarının ABD Başkanı Trump tarafından görüldüğünü kaydetti.

"İSRAİL'İN YENİDEN TANIMLANMASI GEREKİYOR"

Barrack, İsrail ile İran arasında yaşanan çatışmalara değinerek, "İsrail'in yeniden tanımlanması gerekiyor, şu an yeniden tanımlanma sürecinde. İsrail ile İran arasında yaşananlar, hepimiz için, 'süre doldu, yeni bir yol açalım' deme fırsatı. Bu yolun anahtarı Türkiye." ifadesini kullandı.

TÜRKİYE VE F-35 MESELESİ: BU YILIN SONUNDA ÇÖZÜME KAVUŞABİLİR

Barrack'a, Trump'ın Türkiye'yi F-35 programına yeniden dahil etme konusunda iyi niyetli olduğu izlenimini daha önce aktardığı hatırlatılarak, "ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) ve F35 meselesinde ikili ilişkilere yapıcı katkıları olacak bir süreç işliyor mu?" sorusuna, "Evet, kesinlikle evet." yanıtını verdi.

F-16 ve F-35'lerin NATO müttefiki Türkiye'nin olmazsa olmaz unsurları olduğunu söyleyen Barrack, F-35 parçalarının çoğunun Türkiye'de üretildiğini hatırlattı.

Türkiye'nin F-16'lar ve modernizasyonu için ödeme yaptığını kaydeden Barrack, Türkiye'ye yönelik CAATSA yaptırımlarının uygulandığı döneme dair anekdotlar paylaştı.

Büyükelçi, F-35 meselesinin uzun zamandır tartışıldığına işaret ederek, tarafların bu konuyu "artık geride bırakmak" istediğini söyledi.

"ABD Kongresi meseleye yeniden bakmaya hazır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da 'yeni bir başlangıç' yapılması gerektiğini söylüyor." diyen Barrack, "(F35 ve CAATSA yaptırımları) Bana göre Başkan Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan; Bakan Rubio ile Dışişleri Bakanı Fidan'a, bunu 'bitirin, bir yolunu bulun.' diyecek. Kongre mantıklı bir sonucu destekleyecek. Dolayısıyla, yıl sonuna kadar bir çözüme kavuşma imkanına sahip olduğumuza inanıyorum." dedi.

Barrack, F35 ve CAATSA yaptırımlarına ilişkin, şu ifadeleri kullandı:

"Önümüzdeki birkaç ay içinde iki liderimiz ve iki dışişleri bakanımız arasında bir yeni bir buluşmayı, ikili gündemin, 5 yıldır tartışılan tüm bu konuların yenilendiğini göreceksiniz. F-35, F-16, S-400'ler, yaptırımlar, gümrük vergileri gibi şeyler bizim misyonumuzun ikincil unsurları. Sanırım ilk kez, ABD ve Türkiye'nin sadece savunma ortakları olmak yerine, 'atağa geçen ortaklar olalım' diyen bir taahhüdü var."

Türkiye'nin savunma sanayi alanında yaptığı çalışmalara övgüde bulunan Barrack, Baykar'ın TB2 ve Bayraktar gibi SİHA'larının büyük başarı elde ettiğini, Türk Hava Yolları'nın dünyadaki en iyi havayollarından biri olduğunu söyledi.

Büyükelçi, F-35 meselesine ilişkin, "Dolayısıyla, yıl sonuna kadar bir çözüme kavuşmanın mümkün olduğuna inanıyorum." dedi.

"ORTA DOĞU'DA YENİ BİR DİYALOĞA İHTİYAÇ VAR, GAZZE'DE YAKINDA ATEŞKES OLABİLİR"

Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un, çok sayıda ülkenin İbrahim Anlaşmasına hazır olduğu ifadeleri hatırlatılan Barrack, "Gazze bu durumdayken İbrahim Anlaşmaları konusunda beklentileriniz gerçekten yüksek mi yoksa bu bir temenni mi?" sorusuna, "Witkoff'un en hassas alanlarda harika iş çıkardığı" yanıtını verdi.

Barrack, "İsrail'in Müslüman dünyayla birleşmemesi için bir hiçbir neden yok. Bu güç, bölgesel bir güç. Bu yüzden Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Sudan tarafından atılan ilk adımlar bunu başlatmıştır." iddiasında bulundu.

2015'te İslam ülkelerine seyahat yasağı getirildiğini hatırlatan Barrack, bu gelişmenin ardından İbrahim Anlaşmalarına giden sürecin başladığını ve 2016'da Trump'ın ilk yurt dışı ziyaretini planlayarak, Riyad'a gittiğini belirtti.

Bu ziyaretin ardından, İsrail ile Körfez ülkeleri arasında bir diyalog süreci başlatıldığını ve bu sürecin İbrahim Anlaşmaları ile resmileştiğini söyleyen Barrack, "Gazze'yle ilgili tartışmaların ortasında bunu genişletmek çok zor, bu gerçekten bir sorun. Steve'in yaptığı şey inanılmaz bir şekilde müzakere etmek ve bu düşmanlıklara son vermeye çalışmak." dedi.

Barrack, herkesin sorunu çözmek için elini taşın altına koyduğuna işaret ederek, şunları aktardı:

"Benim inancım, bu sorunun çözüleceği yönünde. Yakın gelecekte Gazze'de bir ateşkes göreceğimizi düşünüyorum. Bu konuda doğru bir ekibe sahibiz. Ateşkes sağlandıktan sonra, küçük adımlarla, öncelikle İsrail ile çatışmasızlık yönünde ilerleme kaydedilecek."

Türkiye ve İsrail'in geçmişte "harika ilişkilere sahip olduğunu" savunan Barrack, bunun tekrar olabileceğini iddia etti ve bunun dini bir mesele olmadığını söyledi.

Barrack, "Bu, toprak taleplerine dair bir yanlış anlaşılma. Bu yüzden, Suriye ve İsrail arasında bir tartışma, bir diyalog kurulmasını umuyorum. Aynı durum, Lübnan ile İsrail arasında da geçerli." dedi.

ABD'nin iki tarafla da harika ilişkilere sahip olduğunu söyleyen Barrack, "Bence Orta Doğu yeni bir diyaloğa hazır. İnsanlar aynı hikayelerden sıkıldı. Bence, ufak adımlar göreceğiz. Herkes İbrahim Anlaşmalarına geri dönecek. Özellikle Gazze durumunda, çünkü asıl büyük mesele şu anda bu." dedi.

OLASI SURİYE-İSRAİL ANLAŞMASI

Barrack, Suriye- İsrail tarafları arasında bir anlaşmanın beklenip beklenmediğine ilişkin soruya, "Evet, umudum o yönde, bir noktada anlaşmaya varmaları gerekiyor." yanıtını verdi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın 6 aydır görevde olduğunu anımsatan Barrack, "İsrail, uzun zamandır geçmişteki devletin açıkça düşmanıydı." ifadesini kullandı.

Barrack, Şara'nın, İsrail'den nefret etmediğini açıkça belirttiğini, İsrail’e karşı dinsel bir kin taşımadığını ve sınırda barış istediğini dile getirerek şunları kaydetti:

"İsrail'in de aynı şeyi istediğini biliyorum. Büyük ihtimalle, sınır güvenliği gibi daha basit konular üzerinden arka kapı diyaloğunun başladığını göreceğiz. Zamanla bu, daha geniş bir çatışmasızlık diyaloğuna dönüşerek şu soruya cevap arayacak: Sınırı nasıl istikrara kavuştururuz?"

Barrack, benzer bir anlaşmanın Lübnan ile de olacağını düşündüğünü dile getirerek, Lübnan'ın da aynı modele uygun olduğunu aktardı.

Büyükelçi Barrack, "Neden barış içinde yaşayamıyoruz?" Benim dini uygulamalarım ne olursa olsun, bu benim kişisel inancım ve bunu barış içinde, siyasetten ayrı şekilde sürdüreceğim." diyerek, Suriye'nin bu süreci en hızlı şekilde tecrübe edeceğini belirtti ve sonra da Lübnan'ın aynı şekilde olacağını söyledi.

Suriye'ye şans verebilmek için bir dönüşümün gerçekleşmesi gerektiğini kaydeden Barrack, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Şara'ya olan desteğini anımsattı.

"SURİYE'DEKİ TEK MUHATABIMIZ HÜKÜMETTİR"

Suriye'nin kuzeydoğusunun entegrasyonu konusunda, ABD'nin "SDG" olarak adlandırdığı tarafın pozisyonu ve katkısından memnun olup olmadığı ile ABD'nin Şam yönetimine ademi merkeziyetçi bir sistem önerisinde bulunup bulunmadığı sorusuna ilişkin olarak Barrack, Trump ve Rubio'nun bu konuda daha önce açık bir yanıt verdiğini hatırlattı.

Barrack, "Bizim (Suriye'de) muhatap alacağımız tek bir ulus devlet olacak, o da Suriye hükümeti." dedi.

"PKK,YPG dediğimiz bir unsur içeren SDG, ABD güçlerinin yanında DEAŞ'a karşı verilen mücadelede yer aldı ve ortak bir görev yürüttü." diyen Barrack, "SDG hem askeri hem siyasi olarak yeni Suriye'ye entegre olmalı. Alevilerin, Dürzilerin ve diğer toplulukların da temsiliyet aradığı gibi." ifadesini kullandı.

Barrack, bunun gerçekleşmesinin zaman aldığını kaydetti.

Kaynak: HABER7.COM

#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
Editor : Eshahaber
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
wordpress hosting Backlink Paketleri Dubai Vize