
Gelecek hayalleriyle örülü bir dönemeçte öğrenciler, yalnızca sorularla değil içsel fırtınalarıyla da mücadele ediyor. Lise ve üniversiteye geçiş gibi hayatın kritik eşiğinde, sınavların kendisinden çok, onları çevreleyen belirsizlik, beklenti ve korku göğüslenmesi gereken asıl yük oluyor. Bu yükü taşıyabilmek ise yalnızca bilgiyle değil, psikolojik dayanıklılıkla mümkün.
Uzman Psikolog Tuğçe Rabia Dursun, sınav kaygısının sadece bir duygu durumu olmadığını, aynı zamanda zihinsel ve fiziksel sağlığı tehdit eden bir problem olduğunu belirtiyor ve hem öğrencilere hem de ailelerine altın değerinde tavsiyelerde bulunuyor.
STRES ZİHNİ BULANDIRIR, BEDENİ YORAR
Kaygı seviyesi yükseldiğinde çarpıntı, mide bulantısı, dikkat dağınıklığı, unutkanlık, baş ağrısı ve sosyal geri çekilme gibi belirtilerle öğrencinin hem yaşam kalitesi hem akademik başarısı baltalanıyor. Dursun’a göre bu belirtiler göz ardı edilmemeli: “Eğer kaygı, öğrencinin günlük işlevlerini etkiliyorsa psikolojik destek kaçınılmazdır.”
SINAVDAN ÖNCE ZİHİN HAZIRLIĞI ŞART
Sınav hazırlığı sadece test çözmekle bitmiyor. En az bilgi kadar önemli olan zihinsel hazırlık süreci, sınavdan en az bir ay önce başlamalı. Nefes egzersizleri, olumlu iç konuşmalar ve sınav anını zihinde canlandırma gibi tekniklerle öğrenciler, kaygılarını kontrol altına alabilir. Dursun’un vurguladığı gibi: “Zihinsel hazırlık, sınavı olağanlaştırır ve panik anlarında kişiye içsel bir pusula sunar.”
AİLELERİN TUTUMU HER ŞEYDİR
Sınav yalnızca öğrencinin değil, ailenin de sınavıdır. Dursun, ailelerin eleştirel değil, destekleyici bir tavır almasının öğrencinin özgüvenini doğrudan etkilediğini söylüyor. “Kıyas, tehdit ve baskı; çocuğun içsel gücünü değil, kaygısını besler” diyen Dursun, empati ve güvenin öğrencinin motivasyonunu artıracağını vurguluyor.
“YA BAŞARISIZ OLURSAM?” SORUSU İLE YÜZLEŞİN
Başarısızlık korkusu, çoğu öğrencinin sırtına yüklenmiş görünmez bir çuval gibi. Bu çuvalı boşaltmak için yapılması gereken, gerçekle yüzleşmek ve içsel diyaloğu değiştirmek. Dursun bu noktada açık: “Her sınav bir sonuçtur, bir son değil. Öğrenciler geçmiş başarılarını hatırlayarak güç bulmalı.”
ÖZGÜVEN, KÜÇÜK ZAFERLERİN BİRİKİMİDİR
Hiçbir öğrenci doğuştan özgüvenli değildir. Bu içsel kuvvet küçük hedeflerle, her gün bir tuğla gibi inşa edilir. Dursun, öğrencilerin sadece akademik değil kişisel başarılarını da takdir etmesi gerektiğini, bu sayede duygusal sağlamlıklarının da arttığını belirtiyor.
SOSYAL MEDYA: GÖRÜNMEZ TETİKLEYİCİ
Başarı hikâyeleri, yüksek puan paylaşımları, motivasyon yerine yetersizlik hissi doğurabilir. Dursun, dijital içeriklerin bilinçli tüketilmesi gerektiğini belirtiyor: “Tamamen yasaklamak değil, sınırlı ve nitelikli kullanımı teşvik etmek gerekir.”
BİLİMSEL DESTEKLİ ÇÖZÜM: NEFES VE MEDİTASYON
Zihni yatıştıran, kalbi düzenleyen ve dikkati keskinleştiren bir başka araç da nefes egzersizleri. Bilimsel olarak da etkinliği kanıtlanan bu yöntem, öğrencinin hem sınav öncesinde hem de sınav sırasında kontrolü elinde tutmasına yardımcı oluyor. Dursun’un önerisi net: “Düzenli pratik, sınavın en zor anında bile öğrencinin yanında olur.”
DESTEK ALMAK GÜÇSÜZLÜK DEĞİL, GÜÇTÜR
Kaygının derinleştiği, başarısızlık hissinin kalıcı hale geldiği ve sosyal izolasyonun başladığı noktada profesyonel destek şart. Dursun, psikolojik desteğin yalnızca son çare değil, koruyucu bir önlem olduğunu vurguluyor: “Erken destek, daha az hasarla daha çok kazanım sağlar.”
Kaynak: HABER7.COM
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnewsEditor : Eshahaber