
1 Ekim 2024'te MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin DEM sıraları ile tokalaşmasıyla başlayan ve devam eden süreçte, İmralı görüşmelerinden sonuç çıktı..
Yürütülen süreç sonunda İmralı'da tutulan PKK elebaşı Abdullah Öcalan, PKK'ya silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısı yaptı.
PKK'nın bu çağrının ardından fesih işlemlerini ne zaman tamamlayacağı ve bu kapsamda da kongreyi ne zaman toplayacağı merak ediliyordu.
PKK'DAN AÇIKLAMA: KONGRE TOPLANDI
PKK, kongresini Öcalan'ın çağrısı üzerine 5-7 Mayıs'ta topladığını duyurdu. Kongrede alınan kararların kısa sürede açıklanması bekleniyor.
PKK'dan yapılan açıklamada, "PKK 12. Kongresi’nin sonuçlarına ve alınan kararlara ilişkin geniş ve ayrıntılı bilgi ve belgeler, iki farklı alandaki sonuçlar birleştirildikten sonra çok yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacaktır. PKK 12. Kongresi, Öcalan'ın çağrısı temelinde PKK çalışmalarına ilişkin tarihi öneme sahip kararlar aldı" denildi.
DEM PARTİ'DEN YENİ AÇIKLAMA: BARIŞA BİR ADIM DAHA YAKLAŞTIK
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu'ndan yapılan yazılı açıklama şöyle;
Bugün Türkiye yakın tarihinin en önemli, en kritik eşiklerinden birine dair tarihi bir tanıklık içindeyiz.
1. PKK’nin tarihi kongre kararlarıyla birlikte elli yıllık çatışmadan barış ufkuna bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Bu adım, kadim topraklarımızın bağrında asırlardır özlemi çekilen barışın ve demokratik siyasetin yeniden filizlenmesinin ve gelişmesinin bir adımıdır.
2. Öncelikle, uzun süreli çatışmalı süreçte yaşamlarını yitiren tüm insanlarımızı derin bir hürmetle anıyoruz. Acının rengi, dili ve kimliğinin olmadığını onlarca yıllık acı tecrübe hepimize göstermiştir. Bugün Türk’ün, Kürt’ün, Çerkez’in, Arap’ın, Alevi’nin, Sünni’nin, bütün kimlik ve inançların gözyaşları aynı denizde buluşmuştur. Ortak kederimizi yüreğimizde taşıyoruz; tüm yitirdiklerimizin anısını kutsal bir emanet olarak koruyacağız ve ortak geleceğimizi inşa edeceğiz.
3. Şimdi, ortak ve eşit yaşam iradesini her şeyin önüne koyma vaktidir. Demokratik bir topluma, özgür siyasete, evrensel hukuka derinden inanma, demokratikleşme için çalışma ve adımlar atma dönemidir. Artık hiçbir genç ne dağda ne şehirde toprağa düşmesin. Bu ülkede bundan böyle inkarın ve silahların değil siyasetin, öfkenin değil demokratik ve toplumsal uzlaşının, ayrılığın değil birlikte ve eşit yaşamın sesi yükselsin.
4. Onurlu bir barış ve demokratik çözüm yolunda yeni bir sayfa açılıyor. DEM Parti olarak bu tarihi dönüm noktasından sonra, Kürt meselesinin çözümü ve Türkiye’nin gerçek anlamda demokratikleşmesi için başta TBMM olmak üzere tüm demokratik siyaset kurumlarının sorumluluk almasının gerekliliğine inanıyoruz.
Şimdi demokrasinin ve adaletin sesi yükselmelidir. Toplumsal barışın inşası için Meclis’in önünde duran tarihsel görev, hiçbir siyasi hesabın gölgesinde kalamayacak kadar mukaddestir. Bu tarihî adımı kalıcı barışa dönüştürecek yasal-kurumsal zemini birlikte kurmak, şu an en temel sorumluluğumuzdur.
5. Bu tarihi anda, Türkiye’nin demokratik geleceğini kurma fırsatını başarıya ulaştırmak için yürütme erkinin de tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi barışın güvencesi olacaktır.
6. Bu sürecin gelişmesinde tarihi bir sorumluluk üstlenen Sayın Abdullah Öcalan’a; barışın bedelini canlarıyla, evlatlarıyla, gözyaşlarıyla ödeyen Türkiye halklarına; çözüm iradesine destek sunan Sayın Devlet Bahçeli’ye ve bu iradeye sahip çıkan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a ve sürece olumlu yaklaşan ana muhalefet lideri Sayın Özgür Özel olmak üzere tüm muhalefet liderlerine teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu sürecin başarıya ulaşması için siyasi kurumlarımıza, sivil toplum örgütlerimize ve en önemlisi 85 milyon yurttaşımızın her birine barışı koruma, inşa etme ve geleceği bugünden kazanma görevi düşmektedir. İstiyoruz ki Türkiye’nin barışı Ortadoğu’ya umut, dünyaya ilham olsun.
7. DEM Parti olarak, Mezopotamya ve Anadolu halklarına kutsal bir söz veriyoruz: Gerçekle yüzleşmekten, adaleti tesis etmekten kaçmayacağız; kaybettiklerimizin ruhunu incitecek hiçbir adıma, süreci zedeleyecek hiçbir söyleme, barışın yolunu kesecek hiçbir eyleme asla izin vermeyeceğiz. Eşit yurttaşlığın, demokratik siyasetin ve barışın yılmaz savunucuları ve taşıyıcıları olacağız.
8. Bugün bir yandan büyük bir umudun, bir yandan da tarihin yüklediği derin bir sorumluluğun ağırlığını taşıyoruz. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu irade beyanımızı, ömrünü barışa ve halkların kardeşliğine adamış, yüreği hep ezilenlerin yanında atmış sevgili yol arkadaşımız Sırrı Süreyya Önder’i bir kez daha anarak tamamlıyoruz.
Barışın ve kardeşliğin ışığını bu topraklara mutlaka getireceğiz.
PERVİN BULDAN: HAYIRLI OLSUN
PKK'nın açıklamasının ardından DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, "Asıl şimdi barışın mihenk taşları döşenecek, hepimize hayırlı olsun" dedi. Buldan ayrıca, "Sırrı Başkanımın bunu görmesini çok isterdim" dedi.
DEM PARTİ "AN MESELESİ" DEMİŞTİ
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Doğan, geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle hayatını kaybeden Meclis Başkan Vekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile ilgili, "Öncelikle şunu söylemek isterim; acımız çok taze, kaybımız çok büyük ve ardında bıraktığı yük çok ağır. Bu kadar hafifletici, kolaylaştırıcı biri, zor meseleleri tüy kadar hafif kılarak yaklaşan, bütün hayatını da bu uğurda ortaya koyan biri nasıl olur da bu kadar ağır bir yük bırakabilir giderken? Bıraktı sevgili arkadaşlar. Hepimize çok ağır bir yük bıraktı, tarihsel bir sorumluluk bıraktı. Hastane yatağında yatarken de son vedasında da hepimize aslında şunu söyledi; 'Barış mümkün, bu artık bir ihtimal değil. Bu ihtimali kalıcı hale getirmek bizim elimizde, bizlerin elinde; toplum, Türkiye, halklar ve isterse siyaset de hazır, bu irade var, bu potansiyel var, yeter ki bunu başarabilmek için ortak bir kararlılıkla, bunu iyice dayanıklı hale getirmek, kopmaz bir bağa dönüştürmek için cesaretle buna sahip çıkmak gerekir' dedi" diye konuştu.
'OLAYIN İSTİSMAR EDİLMESİNİ İSTEMEDİ'
Doğan, Sırrı Süreyya Önder'in aracının lastiğine düzenek yerleştirilmesiyle ilgili, "Söz konusu olan suikast olayı, 2 Nisan'da Ankara'da gerçekleşti. Ankara'da oturduğu sitenin güvenlik görevlisi, Sırrı Süreyya Önder aracı garaja park ederken, gelen seslerden kuşkulanarak lastikleri kontrol etmiş ve lastikler kontrol edilince, keskin bir düzeneğin yerleştirildiğini tespit etmiş. Bir metal çubuktan bahsediyoruz, aracının lastiğine yerleştirilen bir düzenekten bahsediyoruz. Bu düzenek, lastiğini yırtıp patlatabilecek bir keskinlikte. Akabinde Sırrı Süreyya Önder hem partimize hem de yetkililere gerekli bilgilendirmeyi yaptı. Konunun hassasiyeti malumunuz, o nedenle kapsamlı bir araştırma ve inceleme kapasitesine sahip güvenlik yetkililerine hemen intikal ettirildi. Ayrıca söz konusu düzenek de kendilerine teslim edildi. Ve tabii ki gerekli tüm tedbirler alındı. Yalnız bunun bugüne kadar kamuoyuyla paylaşılmamış olması da tartışılan bir konu ve neden kamuoyuyla paylaşılmadı? Ya da 'Bu olay niye kamuoyuna daha açık bir biçimde incelenmedi, araştırma süreci şeffaf bir şekilde yürütülmedi' diye soranlara da buradan bir daha yanıt vermiş olalım. Bir kere sevgili arkadaşımız Sırrı Süreyya Önder, bu olayın istismar edilmesini istemedi. Hepiniz onun barışa dair, bu sürece dair sözlerinin tanığısınız. Burada gizlenecek, saklanacak hiçbir şey yok. Bu durumu ciddiye almamak, gerekli tedbirleri almamak veya ihmalkarlık olarak değerlendirilmemeli. Aksine bu olay çok büyük bir ciddiyetle, titizlikle takip edildi. Ve bu konuya ilişkin verdiğimiz kamuoyuyla paylaşılmama kararı, kendisinin ve partimizin ortak bir şekilde aldığı bir karar oldu. Kamuoyunu paniğe sürüklemek ve toplumsal kaygıları arttırmak istemedi, istemedik" dedi.
'HERHANGİ BİR BİLGİ YOK'
Suikast düzeneğinin Sırrı Süreyya Önder'in kullandığı resmi araca yerleştirildiğini kaydeden Doğan, resmi araç olduğu için güvenlik protokollerinin titizlik ve hassasiyetle takip edildiğini söyledi. Doğan, "İlgililere gerekli bilgiler araca yerleştirilen düzenek ile birlikte teslim edildi, gerekli bilgilendirmeler yapıldı ve bu olayın aydınlatılması talep edildi. Devletin ilgili birimlerinin bilgisi var, onların sorumluluğunda ilerliyor. İnceleme ve araştırma sürecinin kamuoyunu paniğe sürüklemeden sağlıklı bir biçimde yürümesi, toplumsal kaygıları arttırmaması, barış sürecinin hassasiyetleri dolayısıyla değerlendirmeleri yapılırken; süreç boyunca hem güvenlik hem de siyasi sorumluluk gereği olarak ilgili mercilerle de temasımız kesilmedi. Ancak şu ana kadar elimize ulaşmış, size dün yaptığımız yazılı açıklama, şu anda benim verdiğim bilgiler dışında herhangi bir bilgi yok" diye konuştu.
'SUİKAST GİRİŞİMİ OLARAK DEĞERLENDİRİLMEMELİ'
Doğan, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan'ın İtalya'nın başkenti Roma'da geçirdiği kaza haberini de doğrulayarak, "Bir trafik kazası olduğu doğru ancak bu kaza herhangi bir suikast girişimi olarak değerlendirilmemelidir. Roma'da düzenlenen bir programa katılmak için Pervin Buldan ile birlikte DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır gitmişlerdi. Aracı kullanan arkadaşımızın yanlışlıkla ters yöne girmesi sonucunda gerçekleşti. Neredeyse maddi hasarın ve kimsenin de zarar görmediği bir trafik kazası, dolasıyla buradan başka bir şey çıkarmaya çalışmak doğru olmaz" dedi.
'TARİHİ FIRSATIN KALICI HALE GETİRİLMESİ GEREKİYOR'
Doğan, basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Suikast olayının resmi mercilere iletildiğini tekrarlayan Doğan, olayla ilgili güvenlik mercilerinden herhangi bir dönüş yapılmadığını vurguladı. Terör örgütü PKK'nın fesih kararını alması beklenen kongreye ilişkin Doğan, "PKK'nın kongresini topladığını duyurması an meselesi, her an kongrenin toplandığını duyurabilir. Bunu buradan sizinle paylaşmak isterim. Biz de bu tarihi adımı, kararı hepimiz çok büyük bir ciddiyet ve önemle bekliyoruz. 27 Şubat çağrısından hemen sonra PKK'dan bir açıklama geldi ve çağrının gerekliliklerini yerine getireceklerine dair bir açıklamaydı. Hemen arkasından ateşkes açıklaması da yapmışlardı. MYK sonrası sizlerle buluştuk ve şunu söyledik; 'Biz bu kararı çok büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Bu tarihsel fırsatın kalıcı hale getirilmesi gerekiyor. Silahların yerine sözün konuşulması için ve tümden devre dışı bırakılması için siyasete çok büyük sorumluluklar düşüyor' dedik. Bugün yine bunları söylüyoruz. PKK'nın kongresini duyurması an meselesi ancak bu adımın sonrası da çok önemli olacak. Cumhurbaşkanı'nın, 'Siyasete çok büyük görevler düşeceği' açıklaması var. DEM Parti olarak yineliyoruz; demokratik Türkiye için hepimizin ortak bir şekilde nefes alabileceği, eşit ve adil bir barışın sağlandığı demokratik toplum tahayyülümüzün gerçekleştiği Türkiye için hazırız" değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: HABER7.COM
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnewsEditor : Eshahaber