Kendinizden bahseder misiniz?
Ben Enes Akhan, çevirmen ve yazarım. 1994 yılında İstanbul’da doğdum, aslen Gümüşhaneliyim. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, Hadis alanında yüksek lisansımı tamamladım. Şu anda da Tekirdağ şehrinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yapıyorum. Arapçadan birçok kitabı Türkçeye çevirerek dilimize kazandırdım ve bugüne dek 20’nin üzerinde eserim yayımlandı. Yazarlık serüvenimdeki en büyük temel gayem, dini bilgileri sahih kaynaklardan alarak okuyucuya açık, anlaşılır ve faydalı bir şekilde sunmak ve okuyucunun bilgilenmesini sağlamaktır.
İlk yazdığınız eser hangisiydi, yazarken neler hissettiniz?
Yazın serüvenime çeviriyle başladım diyebilirim. İlk başta Dilin Âfetleri adlı eserin çevirisini yaptım. Hemen ardından kaleme aldığım ilk özgün kitabım Kur’an’dan İnciler kitabı oldu. Yaşadığım duygular arasında yoğun bir heyecan vardı ve bu heyecan sorumluluk duygusuyla birleşti. Çünkü Kur’an’ın nurunu okuyucuya aktarmak son derece önemli olduğu kadar, aynı zamanda büyük bir hassasiyet ve dikkat gerektiren bir işti.
Yazma sürecinde sizi en çok etkileyen kişi ya da olay nedir?
Beni en çok etkileyen unsur, yaşadığım manevi tecrübeler ve içsel sorgulamalar oldu. Bunun yanında ekstra olarak söyleyebileceğim, çevremdeki diğer insanların dini bilgiye duyduğu ihtiyaçların yazma serüvenimde bana oldukça etki ettiğini söyleyebilirim. Yakın zamanda çıkarmayı planladığım kitap da sahih dini bilginin kıymetini vurgulayacak bir eser olacak. Çünkü günümüzde bilgiye ulaşmak kolaylaşsa da doğruluğu tartışmalı, hatta uydurma birçok dini bilgi dolaşıma girmiş durumda. Bu durum beni oldukça kaygılandırıyor ve rahatsız ediyor.
Kitaplarınızda vermek istediğiniz temel mesaj nedir?
Vermek istediğim en temel mesaj, Allah’ın kelamı olan Kur’an’ın hayatımıza yön vermesi gerektiği ve nasıl yaşamamız gerektiğine öncülük ettiğidir. Kitaplarımın özünde temel olarak ise daima sevgi, merhamet duygusu ve doğru bilgiyi insanlara ulaştırma amacı taşıdığını söyleyebilirim.
Dini kitap yazma fikri sizde nasıl oluştu?
Kur’an’ı okurken ve çeşitli dini kaynaklara yöneldiğimde fark ettim ki, pek çok insan bu bilgileri sade ve doğru bir şekilde öğrenmek istiyor. Ben de bu ihtiyacı karşılamak ve okuyucuların istenilen bilgilere kolaylıkla ulaşmasını sağlamak için yazmaya başladım.
Günümüzde dini bilgi aktarırken en dikkat edilmesi gereken şey nedir?
En önemli husus, bilgiyi güvenilir ve sahih kaynaklardan almak, aktarırken de kişisel yorumlardan uzak durabilmektir. Çünkü din, hassasiyet ve ciddiyet isteyen bir alan olduğu için şakaya asla gelmez.
Dini konularda yanlış bilgilerin yayılmasını nasıl önleyebiliriz?
Yanlış bilginin yayılmasını önlemenin yollarından biri, insanları doğru ve güvenilir kaynaklara yönlendirmekten geçer. Araştırmadan ve bilginin doğruluğunu tespit etmeden paylaşmamak gerekir. Özellikle gençleri sahih ilimlerle buluşturmak bu noktada çok büyük bir ehemmiyet taşır.
Dini konularda yazmak isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Öncelikle dini konularda yazabilmek için çok iyi bir okuyucu olmak gerekir. Dini eser yazma hedefi olan kişilerin farklı kaynakları okumalarını, karşılaştırmalarını ve yazarken samimi bir dil kullanmalarını öneririm. Yine de yazmanın temelinde saydığımız bu faktörlerin dışında, Allah rızasını kazanabilmek yatar.
Hayatınızda sizi en çok etkileyen dini eser oldu mu?
Evet, hayatımda en büyük etkiyi şüphesiz Kur’an-ı Kerim yaptı. O benim için diğer kitaplardan oldukça farklıydı; daima yol gösterici ve en önemli rehber oldu. Bunun yanında İmam Gazali’nin eserleri de düşünce dünyamı derinden etkileyerek yaşam tarzımı değiştirdi.
Yakında çıkarmayı düşündüğünüz yeni bir eser var mı?
Evet, üzerinde titizlikle çalıştığım yeni bir kitap çıkarmayı düşünüyorum. İnşallah yakın bir zaman diliminde okurlarımla paylaşarak kitap hakkındaki düşüncelerini almak ve hasbihal etmek istiyorum.
Farklı alanlarda (roman, hikâye, makale) yazmayı düşünüyor musunuz?
Şu an için farklı alanlara yönelmek gibi bir düşüncem yok. Ancak roman ve hikâye tarzında hem yerli hem de yabancı eserleri severek okuyorum. Dinlemeyi ve okumayı seven biri olarak, araştırmacı yazarlık ve din alanındaki çalışmaların bana daha uygun olduğunu düşünüyorum. Devam edersem bu alanlardan ilerlemek istiyorum. Dolayısıyla sorduğunuz bu soruya şimdilik hayır cevabı verebilirim ama önümüzü ne gösterir, bilemem.
Eleştiriler karşısında nasıl bir tavır sergiliyorsunuz?
Eleştiriyi her zaman gelişim için bir fırsat olarak görürüm ve yapıcı olmayan eleştiriler dışında her eleştiriyi kabul edebilirim. Samimi ve yapıcı eleştiriler beni güçlendirir, yolumu aydınlatarak düzlüğe çıkarır.
Soru olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Benim için en önemli soru şudur: “İnsanlara gerçekten faydalı olabiliyor muyum?” Tüm hedefim, sormuş olduğum bu sorunun cevabına yanıt verebilmek ve bu konuda her geçen gün kendimi geliştirebilmektir. Röportaj için bana bu fırsatı tanıdığınız için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. 81 ilimizden ve yurtdışından bizi takip eden, değerlendiren ve değer veren herkese saygılarımı iletiyorum. Bu röportaj sayesinde yeni tanışacağımız, belki de ilk kez bana ulaşacak okurlar olacağını düşünüyor ve ümit ediyorum.
Dileyenler, sosyal medyada Instagram üzerinden @yazarenesakhan hesabımdan bana ulaşabilirler.
Röportaj: Sibel TURHAN
#ESHAHABER.COM.TR