Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İslam ülkelerine tarihi çağrı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ülkelerine '2 milyarlık İslam aleminin tek başına bir kutup haline gelmesi şarttır. İslam dünyasının çok daha büyük rol oynayacağı bir dönemin arifesindeyiz.' diyerek çağrı yaptı.
">devam edeceğiz. Çözüm arayışlarımızla bölgesel sahiplenmeyi gerçekleştirmeliyiz. İsrail bölgeyi topyekün felakete sürüklüyor.
">etmek zorundadır. İçinden geçilmekte olan dönemde İslam herkesin gerekli duyduğu rehberliği sağlamaktadır. Bu sorun ne filistin ne Lübnan ne Yemen ne de İran sorunudur. Bu sorun açık açık İsrail sorunudur.
">Filistin topraklarında devam eden işgalin bölgemizdeki çatışmaların kökeni olduğu çok daha net hale gelmiştir.
">sayıda üst düzey katılımsöz konusu. Toplantıda İİT üyesi 57 ülkenin yanı sıra Teşkilata bağlı kuruluşlar, gözlemci ülkeler ve diğer uluslararası teşkilatlardan 1000 civarında katılımcının yer alması bekleniyor.
">DönemBaşkanı Kamerun Dışişleri Bakanı Lejeune Mbella Mbella'dan toplantının başkanlığını devralarak açılış konuşmasını yapacak. Toplantı kapsamında İsrail'in İran'a yönelik hava saldırılarının ele alınacağı özel oturum da düzenlenecek.
">toplantı yapması konusunda Arap Ligi üyesi ülkelerin girişimleri de sürüyor. Ayrıca, toplantı marjında Cammu Keşmir ve Arakanlı Müslümanlar (Rohingya) konulu İİT Temas Grubu toplantıları da düzenlenecek. Toplantının sonunda İstanbul Bildirisi ile başta Gazze ve Filistin konulu olmak üzere İİT gündeminde yer alan karar tasarılarının onaylanması öngörülüyor.
">takip ettiği toplantıya BaşkanRecepTayyipErdoğan da katılacak. Erdoğan, toplantı kapsamında yoğun bir diplomasi trafiği de yürütecek. Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya gelecek olan Erdoğan, BM Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Miguel Moratinos ve BM Filistinlilere Yardım Ajansı Genel Komiseri Philippe Lazzarini ile de görüşecek. Ardından, Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Syed Asım Münir ile Başbakan Yardımcısı Muhammed İshak Dar'ı kabul edecek.">önemligörüşmesi de İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi ile olacak.">
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nde konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle selamlıyorum. İslam dünyasının siz kıymetli temsilcileriyle İstanbul'da bir araya gelmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Alacağınız kararların İslam ümmeti ve insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Fevkalade kritik bir dönemde gerçekleştirdiğiniz toplantının etkileri inşallah tün dünyada hissedilecektir. İsrail saldırılarında hayatınıkaybeden kardeşlerimizi rahmetle anıyorum.
Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin acısını acımız hüznünü hüznümüz biliyoruz.
Allah'ın izniyle ölümleri, acıları değil barışı konuşacağımız güzel günleri göreceğimize ben yürekten inanıyorum. Son 2 yıldır İsrail'in işgal, istila ve katliam politikaları ile giderek daha fazla yüzleşiyoruz. İsrail bölgemizi istikrarsızlığa sürüklemeye devam ediyor. Önce Gazze ve Batı Şeria'ya saldırdılar, Gazze'yi devasa bir enkaza çevirdiler.
Gazze'de yaşayan 2 milyon kardeşimiz nazilerin kamplarını bile geride bırakan kötü şartlarda hayatta kalma mücadelesi veriyor. İsrail, Yemen'i Suriye'yi de hedef aldı.
Hava bombardımanlarının yanı sıra Suriye'deki çeşitli grupları yönetime karşı kışkırtarak orayı da karıştırmaya, orada da kargaşa çıkarmaya çalıştı.
Şimdi de İsrail'in devlet terörüne 13 Haziran'dan bu yana komşumuz İran muhatap oluyor. Şunu bir defa açık ve net söylemek isterim.
Bütün bu saldırılarıyla Netanyahu hükümeti bölgesel barışın önündeki en büyük engel olduğunu bir kez daha ispat etmiştir. İsrail'in İran'a gerçekleştirdiği saldırıları en güçlü şekilde telin ediyor. İsrail'in terör saldırılarında bombardıman ve suikastlerinde vefat eden İranlı kardeşlerimiz için ülkem ve milletim adına taziyelerimi sunuyorum.
Binlerce yıllık tarihiyle zorluklar karşısında sergilediği dayanışmayla ve güçlü devlet tecrübesiyle İran halkının inşallah bugünleri de atlatacağından hiçbir şüphe duymuyoruz.
"İSRAİL'İN SALDIRILARI HAYDUTLUKTUR"
Şu gerçeğin de bilinmesinde fayda görüyorum. İsrail'in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran'a gerçekleştirdiği saldırıların tanı ve tarifi haydutluktur.
İran'ın İsrail'in bu devlet terörü karşısında nefsi müdafaa çerçevesinde halkını savunmak amacıyla aldığı tedbirler gayet doğal, meşru, hukukidir.
Kardeşlerim, şurası artık günbegün ortaya çıkıyor. Uluslararası hukuku ihlal eden bu mütecaviz eylemlerin İsrail'in bölgede yürüttüğü stratejik istikrarsızlaştırma politikasına hizmet ettiği açıktır.
Nükleer çalışmalarında hiçbir denetime tabi olmayan şeffaflık noktasında kimseyi umursamayan İsrail'in nükleer silahların yayılmasının önlenmesi anlaşmasına taraf başkalarına söz söylemesi büyük bir riyakarlıktır. Netanyahu hükümeti 13 Haziran'daki saldırılarıyla aslında müzakere sürecini baltalamayı hedeflemiştir. Yaşananlar aynı zamanda Netanyahu ve cinayet şebekesinin herhangi bir meselenin diplomatik yollarla çözülmesini istemediğini de gösteriyor.
Yine İsrail 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan coğrafi bütünlüğü hais bağımsız bir Filistin devletiyle yan yana barış içinde yaşamak yerine savaşı tüm bölgeye yaymaya çalışıyor.
Bakınız bundan tam 90 yıl önce Hitler'in çaktığı kıvılcım nasıl ki Pasifik'ten Atlantik'e, Hint Okyanusu'ndan Kuzey Denizi'ne kadar bütün dünyayı ateşe attıysa bugün Netenyahu'nun Siyonist emelleri de bölgemiz ve tüm dünyayı büyük bir felakete sürüklemekten başka bir gaye taşımıyor.
İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'nın kutsiyetine el uzatılmasını, Kudüs-ü Şerif'in tarihi statüsünün gasp edilmeye çalışılmasını, çeşitli haritalar üzerinden bölgemizi parçalama niyetlerinin artık uluorta konuşulmasını bu sinsi planın birer hamleleri olarak görüyoruz.
Biz Netenyahu'nun ne yapmak istediğinin gayet bilincindeyiz. Bölgeyi ateşe, çatışmaya, kaosa ve gözyaşına boğarak güvenliklerini tesis edeceklerini zannedenler ham bir hayalin peşinden gitmektedir.
"BÖLGEMİZDE YENİ BİR SYKES-PİCOT DÜZENİNİN KURULMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"
İsrail komşularının güvenliğini tehdit ederek kendi güvenliğini sağlayamaz. Evdeki hesabın çarşıya uymadığını onlar da yavaş yavaş göreceklerdir. İsrail'in kanlı elleriyle bölgemizde düzen kuracağını iddia etmesi bu ülkeyi yönetenlerin nasıl bir körlük ve karanlık içinde olduklarını ortaya koyuyor.
Türkiye olarak bölgemizde sınırları kanla çizilecek yeni bir Sykes-Picot düzeninin kurulmasına izin vermeyeceğimizi burada önemle vurguluyorum. Gazze halkının açlıkla cezalandırılmasına, Batı Şeria'da devlet ve yerleşimci terörüne, Mescid-i Aksa ile semavi dinlerin beşiği Kudüs'ün tarihi statükosunu yok etme teşebbüslerine asla esir kalmayacağız.
"BÖLGEMİZİN YENİ BİR SAVAŞI KALDIRMAYA TAHAMMÜLÜ YOKTUR"
Netenyahu'nun çatışmaları daha da derinleştirmek amacıyla söylediği övgü ambalajına sarılmış zehirli sözlerine kimse itibar etmez. Bölgemizin yeni bir savaşı ve istikrarsızlığı kaldırmaya tahammülü yoktur. İhtiyacımız olan aklı selimdir sağduyudur. Yanlışı daha büyük bir yanlışla kapatma gafletine asla düşmemektir.
Bugün buradan bir kez daha çözümün diplomasi ve diyalogdan geçtiğini vurguluyor kolaylaştırıcılık dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyorum.
13 Haziran'dan bugüne kadar adeta yüreğimizi ortaya koyarak sükunetin tesisi için çok ciddi gayret sarf ettik. İnşallah netice alıncaya kadar bu temaslarımızı sabırla sürdüreceğiz.