
HABER7
Türkiye'de cumhuriyetin ilanından bu yana girişimleri engelleme, gelişmeleri karalama ve durdurma çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Türkiye'nin geçmişinde olduğu gibi bugün de ülkenin gelişmesi adına atılan her adımda birileri tarafından takoz konulmaya, engel olunmaya ve açık aranmaya devam ediliyor. 1961 yılında Türkiye'nin ilk otomobili Devrim'e yapılan muamelenin benzeri bugünlerde Türkiye'nin yeni teknolojilerine yapılıyor.
KAAN'A YÖNELİK KARA PROPAGANDA
Bunun son örneğini Türkiye KAAN projesinde yaşadı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın ABD'ye yönelik Kaan’ın motoruna ilişkin açıklaması bazı kesimler tarafından bağlamından koparılarak medya ve sosyal medyada gündem yapıldı. Türkiye'nin 5. nesil yerli ve milli savaş uçağının aylar önce açıklanan 'ilk üretimleri ABD motoruyla olacak 2032 yılından itibaren yerli motorla uçmaya başlayacak' bilgisi ilk kez öğrenilmiş gibi haberler servis edildi.
Konu Endonezya ile yapılan KAAN ihracat anlaşmasına kadar genişletilerek "Bizim olmayan uçakları, Endonezya'ya nasıl satacağız" başlıkları atıldı.
"KAAN RAFA KALDIRILACAK MI?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la birlikte Türkiye'nin gelişiminden rahatsız olan muhalif medya ve kimlikteki gazeteciler var gücüyle KAAN'ı karaladı. Bazı milletvekilleri "gururumuz ve hayalimiz" nitelendirmesini kullandıktan sonra KAAN projesinin rafa kaldırılıp kaldırılmayacağını bile TBMM'ye soru önergesi olarak sundu.
KAAN'A SALDIRI İLK DEĞİL!
Ancak Türkiye'nin dünyanın birkaç ülkesinin üretebildiği 5. nesil savaş uçağı teknolojisinin eleştirilmesi ilk değil. KAAN ilk açıklandığı günden itibaren türlü iftira ve saldırıların hedefi oldu. Cumhuriyet Gazetesi, Türkiye'nin Milli Muharip Uçağı KAAN'ın ilk parça üretimiyle 'kalorifer peteği' diyerek dalga geçmişti. Cumhuriyet, üretimle dalga geçtiği manşetinde "Yerli uçağın ilk parçası' tartışma yarattı: "Kalorifer peteği gibi" ifadelerini kullanmıştı.
Gazeteci Fatih Altaylı ise seçim döneminde Milli Muharip Uçak (MMU) KAAN'ın pistte 'motor takılmış tekerlekle hareket ettiğini' öne sürmüştü. Altaylı, "Bir tane uçak karada 'tar, tar, tar' diyerek gidiyor. Daha uçmuyor, daha tekerleklerini yerden bile kesmedi. Motorla mı gidiyor tekerleklerine motor mu koymuşlar onunla mı gidiyor. İnsanlara hayal satmayın. Büyük yalanlar söylemeyin." ifadelerini kullanmıştı.
TOGG'A DA SALDIRMIŞLARDI
Bir kesimin KAAN'a yönelik saldırısı, Türkiye'de yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesine yönelikte ilk kara propaganda olarak tarihe geçmedi. Türkiye'nin 1950'li yıllardan bu yana hayali olan yerli ve milli otomobili TOGG'a da benzer saldırılar yapıldı. TOGG için yıllarca verilen emeklerin ardından Bursa'da dev üretim tesisi kuruldu.
Ancak TOGG'un ilk modeli olan T10X'lerin seri üretimden çıkarak piyasaya sürülmesinin ardından TOGG'a kirli bir iftira atıldı. Sosyal medya üzerinden paylaşılan bir görselle TOGG'un Bursa'da üretilmediği, İtalya'da üretilmesinin ardından tırlarla Bursa Gemlik'te bulunan fabrikaya taşındığı ve Bursa'da üretilmiş gibi satışa sunulduğu iddia edildi.
Bir süre sonra ise TOGG'un yerlilik oranı üzerinden saldırılar boy gösterdi. Dünyanın hemen hemen hiçbir yüksek teknolojili ürününün yüzde 100 bir ülkeye ait olmadığının bilinmesine, bir malın yerli veya yabancı üretim olduğunu belirleyen en önemli etkenin fikri mülkiyet hakları olmasına, bu hakların da tamamen Türkiye'ye ait olmasına rağmen TOGG'a da saldırmayı ihmal etmediler.
SELÇUK BAYRAKTAR'A İTİBAR SUİKASTİ
Türkiye'nin ilerlemesinden rahatsız olan malum kesimin en yoğun engelleme ve saldırı girişimlerinden biri ise yerli ve milli İHA'larının üreticiliğiyle Türkiye'nin en önemli insanlarından biri haline gelen Selçuk Bayraktar ve Bayraktar TB2'ler oldu. Türkiye'yi dünya SİHA/İHA pazarının lideri haline getiren Selçuk Bayraktar, 'Damat' yaftasıyla itibar suikastlerine maruz kaldı.
PEŞ PEŞE SALDIRILAR
Türkiye'nin terörle mücadelesinde büyük rol oynayan ve ülkemizin gururu olan Bayraktar TB2'ler ise üretim aşamasında pek çok engelleme ve karalamalarla karşı karşıya kaldı.
Baykar Teknoloji Genel Müdürü Haluk Bayraktar, TB2 programına başlangıçta “teminat mektubu” istenmesi ve ARGE desteğinin sağlanmaması gibi finansal engellemelerden sonra bürokrasinin Bayraktar TB2'nin ilk uçuşu için bile pist vermediğini açıklamıştı. Bayraktar, bugün dünyanın en iyi SİHA'ları arasında gösterilen Bayraktar TB2'nin 2007'de ilk uçuşunu bir komutanın insiyatifiyle kaçak olarak gerçekleştirdiğini açıklamıştı.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 2017’de Hakkâri Oğul Köyü’nde SİHA’ların sivil yurttaşlara zarar verdiğini iddia etmiş, “BAYRAKTAR adlı Silahlı İnsansız Hava Araçları sivil yurttaşları vurdu, öldürdü” şeklinde sözler söylemişti.
Bayraktar TB2'lerin yerli olmadığını öne süren CHP'li Emekli Amiral Türker Ertürk "SİHA'da iyi şeyler yapılıyor. Tabii ki gurur duyarız ama merak ediyorum yani bugüne kadar yapılmayan neyi yaptılar? Neyi yaptınız Allah aşkına, motoru mu sen yaptın boyası mı senin? Her şeyi dışarıdan alıyorsun onu da bir şekilde birleştiriyorsun. Bir de iktidara yakınlığı olmasa bu başarı gelir miydi? Bir de öyle değerlendirelim" demişti.
Ertürk, bunlarla da sınırlı kalmayarak Rusların 100'den fazla Bayraktar TB2 düşürdüğünü ileri sürerek "Bayraktar TB2'lerin Rusların hava savunma sistemleri karşısında başarı şansı yok" demişti.
Kaynak: HABER7.COM
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnewsEditor : EshaHaber01