Politika

Diyanet-Sen'de Genel Başkan Yardımcısı Yapmış Olduğumuz Röportaj

Diyanet-Sen Derneği Nasıl Kuruldu Haberimizde.

Diyanet-Sen'de Genel Başkan Yardımcısı Yapmış Olduğumuz Röportaj
01-09-2025 16:55
01-09-2025 17:44
Google News

Kendinizi kısacası tanıtır mısınız?

Diyarbakır doğumluyum. İlk orta ve lise eğitimimi Diyarbakır’da yaptım. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisansımı ve ardından Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yüksek lisansımı tamamladım. Aynı zamanda Dicle Üniversitesi Tarım MYO Tohumculuk Teknolojisi mezunuyum.

 1997 yılında Diyarbakır Dicle ilçesinde İmam Hatip olarak göreve başladım. Diyarbakır’da Diyanet-Sen’in teşkilatlanma çalışmalarıyla birlikte kurucu heyette yer aldım. Bunun yanında bir çok sivil toplum kuruluşunun kuruluş aşamasında ve daha sonraki sürecinde aktif olarak görev aldım.

2000 yılında başladığım sendikacılığa 2008 yılından itibaren Diyanet-Sen Diyarbakır Şube Başkanı olarak devam ettim. 18 Ocak 2023’te gerçekleştirilen Diyanet-Sen 7. Olağan Genel Kurulu'nda Basın ve İletişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığına seçildim ve halen bu görevimi sürdürmekteyim. 3 yıl boyunca Yeni Söz Gazetesi’nde ve halen Diriliş Postası Gazetesi’nde köşe yazısı yazıyorum.

Diyanet-Sen'de Genel Başkan Yardımcısı olarak hangi görevlerden sorumlusunuz?

Diyanet-Sen Genel Merkez Yönetiminde Basın ve İletişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum. Biliyorsunuz günümüz internet çağı. Medyanın ve sosyal medyanın çok etkili olduğu, internet, kitle iletişim araçları ve sosyal ağlarla dünyanın küçük bir köy haline geldiği bir süreci yaşıyoruz. Dolayısıyla sorumlu olduğum birim itibariyle gerek basın ve medya ile olan ilişkileri doğru yönetmek gerekse sendikal ülke ve dünya gündemi ile ilgili konuları yakından takip ederek zamanında gerekli açıklamaları yapmak, gerekli tepkileri vermek bizim sorumluluğumuzda. Bunu da en iyi şekilde yerine getirmek için basın ekibimizle birlikte çalışıyoruz. Yine günlük faaliyetlerimizi tepkilerimizi gerek sosyal medyadan gerekse kurumsal web sitemizden duyuruyoruz. Bunun yanında üç akademik dergimiz var. Din ve Toplum, Vakıf ve Toplum ve Kadın ve Toplum. Bu dergilerimiz gerçekten içerik olarak dolu dolu dergiler. Bunun yapında durumun gerekliliğine göre broşür ve afiş çalışmalarımız oluyor. Basın kuruluşlarına ziyaretlerimiz, gerektiğinde eylemlerimizle medyayı en etkili şekilde kullanmaya gayret ediyoruz.

Sendikanın son dönemde yürüttüğü en önemli projeler nelerdir?

Biliyorsunuz bu yıl Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından aile yılı olarak ilan edildi. Gerçekten aile küresel ifsat lobilerinin dört koldan saldırısı altında. Dolayısıyla toplumun temeli olan aile birimimiz büyük tehlike altında maalesef. Bizler de Diyanet-Sen olarak “Aile Eylem Planımızı” belirledik ve bu çerçevede 17 Haziran 2025’te “Küresel Politikalar, Medya Hukuk ve Aile’nin Geleceği” Çalıştayımızı gerçekleştirdik. Akademisyen, uzman, bürokrat, STK temsilcileri ve sendikacıların katıldığı Çalıştay’da, katılımcıların sunduğu tebliğ ve yapılan müzakereler sonucu çok güzel tespitler yapıldı ve çözüm önerileri sunuldu. Sonuç bildirgemizde bunlara da yer verdik ve çalıştayı kitaplaştırma hazırlıklarımızda devam ediyor.

Kadın ve Toplum Dergimizin 2025 sayısını Aile Özel Sayısı olarak hazırladık ve bu hafta itibariyle basıma girdi. Ülkemizin aile alanında çalışma yapmış birbirinden kıymetli akademisyenlerinin katkılarıyla dergimizi hazırladık. Aile meselesini farklı başlıklarda ve farklı disiplinler açısından ele almaya çalıştığımız bu sayımıza birbirinden kıymetli yazılarıyla katkı sunan yazarlarımıza buradan ayrıca teşekkür ediyorum.

Aileyi kriminalleştiren, mahremiyeti yok eden, sapkınlığı yaygınlaştıran sabah programlarına, dizilere, dijital platformların yayınlarına karşı sıkı tedbirlerin alınması için ülke çapında imza kampanyası gerçekleştirdik bu konuda Büyük Aile Platformu ile birlikte çalıştık. Genel merkez ve tüm şubelerimizle yaptığımız basın açıklamaları ile aile meselesine dikkat çektik ve bu konunun gündemde kalması için çalışmalarımız devam ediyor.

Üyelerinize sağladığınız sosyal ve ekonomik haklar konusunda hangi kazanımlar elde edildi?

Diyanet-Sen 2004 yılında Diyanet ve Vakıf hizmet kolunda yetkiyi almasından bu yana toplu görüşme süresinden başlayarak 8 dönemdir de toplu sözleşmelere yetkili sendika olarak mayaya oturan taraftır. Dolayısıyla hizmet kolu çalışanlarımız adına mali sosyal ve özlük haklarına yönelik ne kadar kazanım varsa hepsinin altında Diyanet-Sen’in imzası alın teri ve emeği vardır. Bütün kazanımlarımızı buradan tek tek saymak bir röportajla tabi ki mümkün değil ancak kısaca toparlamam gerekirse başta teşkilat yasamızın çıkarılması olmak üzere boş kadroların doldurulmasından, ücretlerin iyileştirilmesine, lojman sorununun büyük ölçüde giderilmesinden din hizmetleri tazminatlarının yükseltilmesine, dini- milli bayramlarda mesai ücreti ödenmesinden Ramazan ayında fazla çalışma ücreti ödenmesine, Kuran Kursu Öğreticilerine eğitime hazırlık ödeneği verilmesinden ders görevinin yapılmış sayılacağı hallere, kurumumuzdaki bütün birim ve unvanlarla ilgili çok güzel kazanımlara imza attık.

Bunun yanında müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesinden, başörtüsü serbestisine, kat sayı engelinin kaldırılmasından ilahiyat ön lisans programını bitirenlerin diplomalarındaki şerhlerin kaldırılmasına, hastanelerde manevi danışman uygulamalarına hac ve umre izinlerine kadar bütün kazanımların altında Diyanet-Sen’in imzası alın teri ve emeği vardır.

Yine yılda iki kez gerçekleştirilen Kurum İdari Kurulu toplantılarında mutabakat altına alınan kararlarla hizmet kolu çalışanlarımızın iş ve genel çalışma şartlarında ciddi iyileştirmeler ve kazanımlar elde edilmiştir. Bunlarla ilgili ayrıntılar https://www.diyanetsen.org.tr web sitemizde kazanımlar bölümünde mevcuttur.

Yine ülkemizin bütün zor zamanlarında taşın altına elini koymuş, depremden yangına sel felaketinden büyük kazalara kadar her zorlu süreçte yardıma ihtiyacı olanların her daim yanında yer almıştır.

Üyelerimize yönelik Ankara’da misafirhane hizmeti ve anlaşmalı otellerde indirimli kalma imkanı, Memur-Sen avantaj uygulaması ile sağlıktan, alışverişe, eğitime bir çok alanda avantajlı indirimler sunuluyor. Yine bütün üyelerimiz ferdi kaza sigortası kapsamında ve her hangi bir kaza, doğal afet gibi durumlarda vefat eden üyelerimizin ailelerine sakatlığı bulunan üyelerimizin de kendilerine ödeme yapılmaktadır. Yine hukuki süreçlerde de üyelerimize ücretsiz destek veriyoruz.

Genelde ülkemizin ve insanlığın, özelde ise Diyanet ve Vakıflar Genel Müdürlüğü çalışanlarının sorunlarına çözüm üretmek, mazlumun ve mağdurun yanında, zalimin karşısında yer almak şiarıyla başlayan özlük ve özgürlük mücadelemiz, kuruluş amacımızda da olduğu gibi hak aramanın merkezi, çözümün adresi olmaya devam etmektedir.

Diyanet çalışanların şu anda en önemli sorunları sizce nelerdir?

Bütün kamu görevlilerinde olduğu gibi bizde de aile birliğini sağlanması en büyük sorun. O nedenle aile birliğinin sağlanması için eş durumu tayininin 3 yıldan bir yıla indirilmesini istiyoruz.

3600 ek gösterge büyük oranda kurum çalışanlarımıza uygulandı ancak kalan yüzde 5 lik kısma da uygulanmasını ve idari personeli de kapsayacak şekilde genişletilmesini istiyoruz.

4-6 yaş ve Yatılı Hafızlık Kur’an Kurslarındaki Öğreticilerimiz gerçekten büyük fedakarlıklarla çalışıyorlar, ancak özellikle 4-6 yaş kurslarının kursların fiziki yapısının yetersizliği gerekse hocalarımızın kursta tek görevli olması kursların temizliğinden küçük çocukların bakımına kadar bütün sorumlulukların onların üzerinde olması ciddi sıkıntılara neden oluyor. Onlarında MEB’de olduğu gibi belirli standartlarda olmasını gerekli temizlik personelinin bu kurslara da tahsis edilmesini istiyoruz.

Vekil din görevlilerinin ücretleri çok düşük. Asgari ücretin de altında kalan, seyyanen de yansıtılmayınca iyice eriyen maaşlarının insanca yaşama uygun hale getirilmesi için çabalıyoruz. Bu konuda vekil din görevlilerimize hukuki destek sağlıyoruz ve açtığımız davalarda olumlu sonuçlar gelmeye devam ediyor.

Vekil İmam Hatipler, Fahri ve Geçici Kur’an Kursu Öğreticilerinin kadroya alınması için de uğraşıyoruz. Vaizler ve murakıpların özlük haklarına yönelik yapılması gereken iyileştirmeleri takip ediyor, gerekli adımların atılması için çaba gösteriyoruz. Her zaman söylüyoruz; din hizmetlerinden tasarruf olmaz.

Ve tabi ki en büyük sorun geçim sorunu. Hükümetin enflasyonun faturasını ücretliye çıkarması yanlıştır. Din görevlilerinin, tüm memurların bu enflasyonist ortamda komik ücret artışları ülke gerçekleri ile enflasyon gerçekleri ile bağdaşmamaktadır. Biz gelir dağılımında adalet vergide adalet istiyoruz.

Sorunların çözümü için ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz ?

Biliyorsunuz kamu sendikaları 4688 Sayılı Kamu Görevlileri ve Toplu Sözleşme Kanunu’na tabi. 2 yılda bir kamu iş vereni ile toplu sözleşme masasına otururken yıl da iki kez de Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkilileri ile Kurum İdari Kurulu toplantılarına katılıyoruz. Her ikisinde de gerek üyelerimizin gerekse tüm kurum çalışanlarının sorunları mali, sosyal ve özlük hakları konusunda görüşmeler yapıyor ve bir çok sorunu da bu sistemi işleterek çözüme kavuşturuyoruz. Tabi ki insanın olduğu her yerde sorun da olacak zaten sendikanın amacı üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak, var olanları genişletmek ve yeni haklar kazandırmaktır. Bunun için mücadelemiz devam ediyor.

Bunun yanında konunun önemine ve alanına göre, bakanlarımızla, siyasilerle ve bürokratlarla da sorunların çözümü için aktif olarak görüşmelerimiz ziyaretlerimiz oluyor.

Din görevlilerinin çalışma koşullarında iyileştirme, yapılması için hükümetle yürütülen görüşmeler hangi aşamada?

Bu yılın Ağustos ayı sizin de bildiğiniz gibi 8. Dönem toplu sözleşmelerin gerçekleştirildiği aydır. Yoğun bir hazırlık döneminin ardından teşkilatımızdan topladığımız talepleri kamu iş veren heyetine sunduk.

Ancak gelinen noktada Kamu İşvereninin haksız ve yetersiz tekliflerini reddettik. Memur-Sen Konfederasyonumuzla birlikte kararlı ve şeffaf bir mücadele yürüttük. Memuru ve emekliyi yok sayan, Kamuda bozulan ücret dengesini düzeltmek için hiçbir adım atmayan Kamu İşverenin tekliflerine karşı; Türkiye’nin 81 ilinde basın açıklamaları yaptık, Her ilde ‘Memur ve Emekli Nöbette’ çadırları kurduk, düzenlediğimiz Sosyal medya etkinlikleriyle Türkiye gündemini belirledik, Çalışma Bakanlığı önünde protesto eylemleri düzenledik, Ağustos sıcağında Anadolu Meydanı’nda 25 bin kamu görevlisiyle miting gerçekleştirdik, ardından Maliye Bakanlığına yürüdük. Ülke genelinde iş bırakma kararımızı yüzbinlerce kamu görevlisinin katılımıyla uyguladık. Hükümete adil bir teklif çağrısı yaptık. Bizim hizmet kolumuzda dahil 10 hizmet kolumuzda anlaşma sağlandı. Bizim hizmet kolumuzda 23 maddede anlaşma sağlanırken genele ilişkinde 68 madde bağıtlanmış oldu.

 Ancak Oransal zam, Taban aylığa artış, Refah payı, İlave 1 derece, Ailenin güçlendirilmesi, Gelir vergisinin %15’e sabitlenmesi gibi Kamuda ücret dengesi ve gelirde adaleti sağlayacak, Aileyi koruyacak, iş aile hayatı uyumunu sağlayacak, Özellikle, Emeklilere nefes aldıracak taban aylığının daha fazla artırılmasını sağlayacak temel maddelerde ise maalesef uzlaşma sağlanamadı.

İş yine Kamu Hakem Kuruluna kaldı ve maalesef hakem kurulu bildik kararını verdi. Toplu sözleşme süreci bitmiş olsa bile mücadelemiz bitmeyecek, kesintisiz ve kararlılıkla devam edecektir. Aksine bu süreç; Bizim Sendika Yasasıyla ilgili bugüne kadar her platformda dile getirdiğimiz itirazlarımızda ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koymuştur. Bu yasayla daha ileriye gidebilmek, daha etkili sonuçlar almak mümkün değildir. Bunu 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde çok net bir şekilde gördük.

Toplu sözleşme sistematiğinin; kapsamından süresine, işleyişinden tutanak sistemine, grev hakkından hakem kuruluna, örgütlenme özgürlüğünden, sosyal diyalog mekanizmalarına, toplu sözleşmenin özerkliğinden alternatif uzlaştırma yöntemlerine kadar tüm boyutlarıyla tartışılarak köklü değişikler yapıldığı yeni bir yasa şarttır.

Son yıllarda Diyanet'in bütçe ve personel politikaları hakkında toplumsal çeşitli tartışmalar yaşanıyor. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

Diyanet İşleri Başkanlığımız Cumhuriyetle yaşıt ülkemizin en köklü kuruluşlarından birisidir. Tüm devlet kurumları gibi başkanlığımızın da bir bütçesinin olması gayet doğal değil mi? Bütün kamu kurumlarının bütçesine ses çıkarılmayıp yalnızca Diyanet’in bütçesi sürekli günden ediliyor ve eleştiriliyorsa bunda iyi niyet aramak mümkün değildir.

Bu güzide kurumumuza onun çalışanlarına ve başkanına karşı saldırı dilini kullananları, iyi niyetten yoksun, ön yargılı insanlar olarak niteliyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı itibarsızlaştırmayı bir yöntem olarak kullanmak hiçbir akıl ve vicdan tarafından kabul edilemez. Dolayısıyla biz de sendika olarak bu tür saldırılar karşısında her zaman basın açıklamalarımızla eylemlerimizle tepkimizi ortaya koyuyoruz, Diyanetimize de din görevlilerimize de sahip çıkmaya da devam edeceğiz.

Röportaj Sibel Turhan


Editor : EshaHaber01
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Hava Durumu
Yol Durumu
Yol Durumu
ARŞİV ARAMA
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
PUAN DURUMU TÜMÜ
TAKIMOPuanAV.
1Galatasaray3695+60
2Fenerbahçe3684+51
3Samsunspor3664+14
4Beşiktaş3662+23
5Başakşehir FK3654+4
6Eyüpspor3653+5
7Trabzonspor3651+13
8Göztepe3650+9
9Çaykur Rizespor3649-6
10Kasımpaşa3647-1
11Konyaspor3646-5
12Alanyaspor3645-7
13Kayserispor3645-12
14Gaziantep FK3645-5
15Antalyaspor3644-25
16Bodrum FK3637-17
17Sivasspor3635-16
18Hatayspor3626-27
19Adana Demirspor362-58
wordpress hosting Backlink Paketleri Dubai Vize evden eve nakliyat