
Haber7 - ÖZEL
İsrail’in soykırım saldırıları düzelediği Gazze Şeridi'ne yönelik ambargoyu delmek için yelken açan Sumud Filosu bugün İsrail ordusunun askerî müdahalesiyle durduruldu. 223 aktivist alıkonuldu. İsrail hükümeti gemideki aktivistleri Aşdod Limanına götürüleceklerini açıkladı.
İnsan hakları uzmanları, akademisyenler, askeri uzmanlar, Ortadoğu uzmanları ve Filistinli araştırmacılar ise Haber7’ye özel değerlendirmelerde bulunarak Sumud filosunda yaşanan gelişmeler ve dünyadan tepkileri değerlendirdi.
FENDİOĞLU: DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE GEÇERLİ OLMAYAN DAVRANIŞ
Eski Başbakanlık İnsan Hakları Başkanı ve Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ulusal Komitesi Başkanı Hasan Tahsin Fendoğlu ise İsrail’in Sumud filosuna dair düzenlediği operasyona ilişkin ise, “Yaşananalar Uluslararası İnsancıl Hukuka aykırı. İngilizcesi International Humanitrain Law’dır ve böyle bir birim vardır. Ayrıca İsrail’in yaptıkları uluslararası deniz hukukuna da aykırıdır. Filoda birçok ülkeden insanlar var ve İsrail hukukun hiçbir yerinden geçerliliği olmayan davranışta bulunuyor.” dedi.
“KÖTÜ MUAMELEYE CESARET EDEMEZLER”
Fendoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği soruşturmanın davaya dönüşebileceğini belirterek, alıkonulan aktivistlere sert müdahale etmeye cesaret edemeyeceğini belirterek, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da soruşturma başlattı. Bu soruşturma davaya dönüşebilir. Daha önce Mavi Marmara olayı yaşamıştık ve 10 ‘a yakın insanımız şehit olmuştu. Türkiye bu konuda soruşturma açmıştı. Bunların sorumlularına karşı ceza davası için kanunumuz müsaittir. Tazminat davaları da açılabilir. Savcılık delilleri topluyor. Aktivistler muhtemelen birkaç gün sonra bırakacaktır. Aktivistlere kötü muamele yapmalarını düşünemiyorum. Cesaret edemez, ileri gidemezler. Kural tanımaz bir terör devleti ve soykırım işliyor ama ileri gitmezler.” dedi.
ARSLAN: DÜNYA ORMAN KANUNLARI İLE KARŞI KARŞIYA
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Avukat Süleyman Arslan, İsrail’in orman kanunları da dahil hiçbir kurala ve kanuna uymadığını belirterek Gazze halkına yapılan zulümlerin tüm sorumlusu olarak İsrail ve destek veren ülkeler olduğunu belirtti.
Arslan, Haber7’ye yaptığı açıklamada; “Burada artık bütün insan hakları kavramları çiğnendi. Bu haklar demokratik düzen içerisinde uyulması gereken kurallardır ancak savaş girildiğinde de savaş hukuku vardır. Hiçbir değerin tanınmadığı küresel bir orman kanunu ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.
İsrail normalde kanunsuz bir çocuk bunun sahibi ve sorumlusu ABD ve diğer devletler. İnsan hakları ihlali az kalıyor burada tamamen suç niteliği var ve insan hakları ihlali var. Deniz hukukuna da uyulmuyor.” dedi.
“KORSANLIK YAPARAK DENİZ HUKUKUNU İHLAL ETTİLER”
Arslan, İsrail’in aktivistlerin, sivil insanlarının haklarını ve özgürlüklerini elinden aldığını belirterek, “Soykırımı engellemek için mağdur olanlara yardım etmek için giden filoya engel olunmaya çalışılması ve savaş alanı ilan etmeleri savaş hukukunu da ihlal etmiş oluyorlar. Sivil insanlara saldırma ve korsanlık yapmak açık denizde ihlale anlamına gelir.
İnsan hakları terminoloji ile açıklamak zor insanların seyahat özgürlüğü var ve seyri seferden alıkoyuyorsunuz. Normal barış düzeni içerisinde konuşulan bir kavram ama savaş hukukunu çiğniyor.” dedi.
“İSRAİL VE DESTEKÇİLERİ KÜRESEL SUÇA ORTAK OLUYOR”
İsrail hükümetinin küresel bir suç işlediğini belirten Arslan, “Gazze’deki insanları açlığı kullanarak tehcire yönlendirmek işgalin bir parçasındır. Küresel bir olayla karşı karşıyayız. Küresel suç işleniyor. Sadece İsrail değil destek olan devleteler var ve gözaltı edilmemeli çünkü İsrail bunları tek başına yapmıyor.
Şu andan itibaren telefonları yok belki hakaretlere tehditlere maruz kalabilirler, korkutmalar olabilir, her biri hak ihlalidir. Bundan sonra kayıtlar önemli. Uluslararası ceza mahkemesinde de gittiğinde ABD’nin vetosun uğruyor. Bütün bunlardan sorumlu BM’de veto yetkisi kullanan ve İsrail’i koruyan devletlerde olduğunu düşünüyorum.” İfadelerini kullandı.
NAİM: İSRAİL'İN TEMELİNDE ULUSLARARASI YASALARIN İHLALİ VARDIR
Filistinli araştırmacı ve yazar Muin Naim, İsrail’in hükümetinin Sumud filosuna karşı yapmış olduğu operasyon ile işgalci bir devlet olduğunu tüm dünyaya gösterdiğini belirterek, “İsrail, kuruluşundan bu güne kadar zaten uluslararası yasları ve normları ihlal etmektedir. Varoluşu dahi başkalarının toprakları üzerinde inşa ettiği bir işgal rejimidir. Temelinde uluslararası yasalara ihlal vardır. Son 2 yıl içinde yapılan ve artık canlı yayında yapılmakta olan soykırıma artık mahal bırakmayacak kadar İsraillin bir savaş suçlusu ve uluslara hukuka aykırı davrandığının göstergesidir." dedi.
"SUMUD FİLOSU İSRAİL ÇETEVARİ SALDIRISINA MARUZ KALDI"
Çetevari tavırlarıyla kendisine karşı olan bütün devletlere aynı muameleyi yapacağını gösteren İsrail'in kanunları tanımadığını belirten Naim, "Aslında Sumud filosunun yalnızca Filistin’e karşı işlenen suç olmaktan çıktı ve İsrail tüm dünyaya kim olursa olsun ona muhalif olan herkese karşı suç işlemeye hatta insanlığa karşı suç işleyebileceğini göstermiştir. İnsani inisiyatif olan Sumud filosuna saldırısı da çetevari saldırıya maruz kalması İsrail işgal devletinin artık hiçbir yasa ve kanunu tanımadığını göstermektedir. İsrail devleti maalesef özellikle uluslararası sistemde ne kadar korunduğu ve ne kadar yasadışı eylemlerde bulunsa bile sorgulamadığını göstermektedir" dedi.
"SOYKIRIM SUÇLARININ BEDELİNİ ÖDEMEKTEN KAÇAMAYACAK"
Naim, İsrail'in Sumud operasyonu sonrasında birçok ülkenin dava açmaya hazırlandığını ve İsrail'in soykırımın bedelini ödeyeceğini belirterek, "Bugün Filistinlere yönelik yaptığı eylemler ve saldırılar yargılama aşamasındayken 49’a yakın ülkenin vatandaşlarına benzer suç işlemeye başladı. Kolombiya dava açmaya hazırlanıyor başka ülkenin vatandaşları da kendi ülkelerinde ve uluslararası mahkemelerde yüzlerce avukat ve hukukçular ile dava açmaya hazırlanıyorlar. İsrail’in artık kolay kolay yargılanmaktan ve soykırım suçlarının bedelini ödemekten kaçamayacağını göstermektedir." dedi.
ŞAHİN: SUMUD OPERASYONU İLE ATEŞKES ANLAŞMASI SAMİMİYETİNİ YİTİRDİ
Katar Lusail Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Ortadoğu Uzmanı Muhammed Mazhar Şahin ise, Sumud filosuna yönelik düzenlenen saldırılarda bölge ülkelerinin tepkisini ele aldı. Şahin, “Arap medyası Sumud filosunu canlı takip ederek bölgede İsrail’e yönelik sert tepkiler verdi. Hamas’ın merkezinden biri Katar’da ve onlar da süreci yakından takip ederek Sumud’un ulaşmasını istiyorlar.” dedi.
İsrail’in silahsız sivillerin yardımını engellemek için yapmış olduğu operasyonlar nedeniyle ABD’de yapılan ateşkes anlaşmasının samimi olmadığını belirten Şahin, “ABD’nin Hamas’a sunduğu barış anlaşmasına İsrail hiçbir önem göstermiyor. İsrail bu anlaşmaya yönelik içinde samimiyet olsaydı terör hedefi olmayan dünyanın her yerinden toplanan gruba engel olmazdı.” dedi.
KATAR GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYOR
Şahin; Katar, bu müdahaleyi barışçıl aktivistlere yönelik bir saldırı olarak kınadı ve uluslararası hukukun açık ihlali olarak değerlendirdi. Ayrıca, bu tür eylemlerin uluslararası sularda seyreden sivil gemilere karşı hukuksuz müdahaleler olarak nitelendirildiği ve uluslararası hukukun açık ihlali olduğu vurgulandı.
En Büyük Arap medya kuruluşu Katar Merkezli Al Jazeera’nın bu müdahaleye ilişkin yayınlarında genel itibarıyla şu beş noktaya temas ettiğini görüyoruz: Ciddi bir hukuk ihlali olduğunu, ablukanın gayrimeşruluğu ortaya çıkardığını, yeni aktivistleri dünyaya tanıttı ve filonun öneminden bahsettiğini, İsrail’in bu müdahaleyle uluslararası bir mesaj vererek Gazze ablukasının sürdüğünü gösterdi. Ayrıca bu saldırının ardından yalnızca Arap coğrafyasında değil, Batı’da da imajının geri dönülmez bir şekilde zedelendiğini belirtti.
“ANLAŞMA YAPTIĞI ÜLKELERİ KARŞISINA ALDI”
Şahin, İsrail bölgede iyi geçinmek için anlaşma yaptığı ülkeleri de karşısına aldığını belirterek, “İsrail anlaşma yapmış olduğu Ürdün, Mısır, BAE ile yakınlaşmaya başladığı dönemde tekrar karşısına alacak hareketlerde bulundu. Ortadoğu’da kendisine olumlu bakan ülkeleri de karşısına aldı ancak henüz sözlü tepki vermekten öteye geçmediler” dedi.
ALTINSOY: AMERİKA İSRAİL'E DUR DEMEZ
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Zeynep Deniz Altınsoy Ülke TV canlı yayınına katılarak, "Uluslararası hukukun birçok kaidesinin oluşmasında Yahudi hukukçularının etkisi çok yüksektir" diyerek; "Özellikle soykırım hukukunun BM tarafından kabul edilmesi soykırım tanımının kabul edilmesi deniz hukukunda bir takım kaidelerin oluşturulması deniz serbestliği gibi durumlar bugün o hukukçuların torunları ne yazık ki, kendilerinin çok ciddi dahli olan hukuku yerle bir ediyor.
İsrail Uluslararası Adalet Divan karşısında bunun hesabını vermek zorunda. İsrail devlet olarak vermek zorunda. Diğer taraftan Uluslararası Ceza Mahkemesi kişileri yargılar; Netanyahu ve Gallant hakkında bi soruşturma başlatıldı." dedi.
Altınsoy, ABD'nin İsrail'in saldırgan tutumuna karşı dur demeyeceğini belirterek, "İsrail'e sadece Amerika "dur" der. Amerika dur derse İsrail tüm bunları bir kenara bırakır. Hayır, İsrail'e Amerika dur demeyecek. Amerika'nın böyle bir derdi asla olmadı. Dolayısıyla İsrail'e dur diyecek olan BM'in kendi içerisinde güvenlik konseyi tarafından yapılacak." dedi.
"İSRAİL HER YÖNE SALDIRABİLİR"
İsrail 'in hukuk sınırlarını aştığı ve BM'nin müdahale etmesi gerektiğini vurgulayan Altınsoy, "Biliyorsunuz mevcut Sumud filosunu terörist bir yaklaşım olarak yorumluyor ama terörizmin bütün kaidelerini kendisi uyguluyor. Burada çok ciddi insanların hayatına yönelik eylemlerde bulunabilir. Hukuk tanımaz bir terör devletinden bahsediyoruz.
İsrail'in artık bu psikolojik eşiği aşarsa ve aştıktan sonra, kuduz bir varlık gibi her yöne saldırabileceğini düşünüyorum. İşte ondan sonra BM eliyle askeri müdahale artık kaçınılmaz olacaktır." ifadelerini kullandı.
Kaynak: HABER7.COM
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnewsEditor : EshaHaber01