
Yıl 2025. Zırhlı araçlar ve uzun namlulu silahlı askerler Amerika'nın kalbi olan California sokaklarında!
Bu kez Hollywood filmi değil!
Peki bu nasıl oldu? Dünyanın en güçlü demokrasisi nasıl kendi vatandaşlarına karşı askeri güç kullanmaya başladı?
Gelin ABD'de yaşanan olayların nasıl başladığına ve nereye evrilebileceğine birlikte bakalım.
ABD’nin Los Angeles kentinde göçmenlere yönelik gözaltı operasyonlarıyla başlayan ve kısa sürede ülke çapında yankı uyandıran protestolar, dördüncü gününde sertleşen askerî müdahaleyle yeni bir dönüm noktasına girdi. Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi ekiplerinin düzensiz göçmenlere karşı başlattığı operasyonlara tepki olarak başlayan gösteriler, artık yalnızca göç politikalarına değil, Başkan Donald Trump’ın “federal güç” yaklaşımına karşı da büyüyen bir direnişe dönüşmüş durumda.
Protestoların şiddetini bahane eden Başkan Trump, Los Angeles’a ek olarak 2 bin Ulusal Muhafız ve 700 deniz piyadesi gönderilmesi talimatını verdi. Pentagon Sözcüsü Sean Parnell, “Başkanın emriyle ICE’ın görevini güven içinde sürdürebilmesi için bu adım atılmıştır” açıklamasını yaptı. Savunma Bakanı Pete Hegseth ise X hesabından yaptığı paylaşımda, “Federal güvenlik güçlerini savunmak zorundayız” diyerek ordu müdahalesini savundu.
California Valisi Gavin Newsom, Trump’ın Ulusal Muhafızları eyalet onayı olmadan devreye sokmasını anayasa ihlali olarak nitelendirdi. “Bu bir iç kriz değil, Trump tarafından üretilmiş bir kaostur. Bu adım hukuksuz, ahlaksız ve anayasaya aykırıdır” diyen Newsom, federal müdahalenin yargıya taşınacağını açıkladı. Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass ise askeri yığınağın “halkta korku ve panik yarattığını” ve tansiyonu daha da tırmandırdığını belirtti.
Trump, 1807 tarihli İsyan Yasası kapsamında orduyu ülke içinde konuşlandırma yetkisini kullanabileceğini ima etti. “Bu bir ayaklanma mı, buna karar vereceğiz. Ama ne gerekiyorsa yapacağız” ifadelerini kullanan Trump, gerekirse başka şehirlerde de benzer adımlar atabileceklerinin sinyalini verdi. Trump, Kaliforniya Valisi Newsom’u açıkça “beceriksiz” ilan ederek, “Ya siz halledersiniz ya da biz hallederiz” mesajı verdi.
Los Angeles şehir merkezinde konuşlandırılan yüzlerce asker, uzun namlulu silahlar, zırhlı araçlar ve plastik mermi mühimmatlarıyla donatıldı. Eylemlerin kalbi olan Metropolitan Tutukevi çevresinde göstericilerle güvenlik güçleri arasında zaman zaman çatışmalar yaşandı. Ulusal Muhafızlar ve LAPD, kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı. Polis, izinsiz her toplanmanın “yasadışı” sayılacağını ilan etti.
Los Angeles’taki eylemler, başta San Francisco olmak üzere birçok şehre yayılırken, göstericilere sert müdahale ve kitlesel gözaltılar dikkat çekti. Demokrat valiler ortak bildiride, “Eyalet valileri kendi Ulusal Muhafızlarının başkomutanıdır. Federal müdahale, danışılmadan yapıldığında tehlikelidir” diyerek Trump’ın adımına karşı birleşti.
Tüm bu gelişmelerin gölgesinde, Başkan Trump’ın imzasıyla 12 ülkenin vatandaşına ABD’ye seyahat yasağı getirildi. Afganistan, İran, Somali, Sudan gibi ülkeleri kapsayan kararnamenin, göçmen karşıtı politikaların yeni bir halkası olduğu değerlendirmesi yapılıyor.
Trump’ın “sıkı asayiş ve düzen” vaadiyle başlattığı bu müdahale, Amerikan demokrasisinde federal yetkilerin sınırlarını yeniden tartışmaya açtı. Göçmen karşıtı politikaların toplumsal muhalefetle çarpıştığı bu süreçte, “Yeni Amerika” tanımı artık yalnızca bir siyasi söylem değil; hak, hukuk ve özgürlükler arasında bıçak sırtı bir dengeyi temsil ediyor. Sorulması gereken soru şu: Askerlerin gölgesinde bir demokraside özgürlük ne kadar ayakta kalabilir?
Kaynak: HABER7.COM
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnewsEditor : Eshahaber