
İlk ve ortaöğretim okullarındaki 20 milyonu aşkın öğrenci, bugün karne alarak yaz tatiline girdi. Klinik Psikolog Selenay Yücel Keleş, kırık notlara karşı verilen olumsuz tepkilerin çocukların özgüvenini zedeleyebileceğini ve kaygı düzeylerini artırabileceğini söyledi ve ailelere önemli uyarılara bulundu.
ÇOCUKLARINIZI ELEŞTİRMEK YA DA ÖDÜLLENDİRMEK YERİNE DESTEKLEYİN
Bugün yaklaşık 20 milyon öğrenci karne aldı. Karne dönemi, çocuklar ve aileler için yıl boyunca gösterilen akademik çabanın bir sonucu olarak görülür. Ancak bu dönemde bazı çocuklar karne heyecanından çok karne korkusu yaşamaktadır. Bunun en büyük nedenlerinden biri, ebeveynlerin beklentilerini karşılayamama endişesidir. Beklenmeyen ya da istenmeyen karne notlarına karşı verilen olumsuz tepkiler, çocukların özgüvenini zedeleyebilir, kaygı düzeylerini artırabilir. Oysa karne, çocuğun yalnızca akademik performansını gösteren bir belgedir; çocuğun kişiliğini, yeteneklerini ve potansiyelini tam olarak yansıtmaz. Bu sebeple karne sonuçları ne olursa olsun, çocuğa verilen tepki dikkatli, dengeli ve destekleyici olmalıdır.
Her çocuk farklı hızda gelişir ve öğrenir. Bazı çocuklar bazı derslerde zorlanabilirken, diğerlerinde çok daha başarılı olabilir. Karneye yalnızca notlar açısından bakmak, çocuğun bireysel farklılıklarını ve gelişim sürecini göz ardı etmektir. Bu nedenle karnesi zayıf olan çocuklara yaklaşım eleştirel değil, yapıcı ve anlayışlı olmalıdır. Aynı zamanda karnesi başarılı olan çocuklar da sadece aldıkları notlar üzerinden değerlendirilmemelidir; asıl takdir edilmesi gereken, onların gösterdiği emek ve çabadır.
ZAYIF KARNE GETİREN ÇOCUKLARA YAKLAŞIM NASIL OLMALI?
Öncelikle çocuğunuzla iletişim kurarken yargılayıcı bir dil kullanmaktan kaçınmalısınız. Sakin ve anlayışlı bir şekilde konuşarak, karne notları hakkında duygularını ifade etmesine fırsat tanımalısınız. Bu süreçte asıl amaç, notların neden düşük olduğunu birlikte anlamak ve çözüm yolları aramaktır. “Bu notu neden aldın?” yerine, “Sence bu derslerde ne gibi zorluklar yaşadın?”, “Sana nasıl yardımcı olabilirim?” gibi sorularla yaklaşmak, çocuğunuzun kendini daha rahat ifade etmesini sağlar. Aksi halde suçlayıcı tutumlar, çocukta suçluluk duygusu ve özgüven kaybına yol açabilir.
ÇOCUĞUNUZA DOĞRU SORUYLA YAKLAŞMAYI DENEYİN
Notlar yalnızca bir sonucun göstergesidir. Önemli olan, çocuğun bu sonuca gelene kadar gösterdiği çabadır. Bunu vurgulamak, çocukta sürece yönelik farkındalık oluşturur. “Bu sene seni en çok ne zorladı?”, “Daha iyi olması için neler yapabiliriz?” gibi sorularla çocuğun kendini değerlendirmesi teşvik edilmelidir. Bazı çocuklar dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü, okul ortamında yaşanan uyumsuzluklar gibi nedenlerle derslerde zorlanabilir. Böyle durumlarda, sorunun kökenine inmek ve gerekiyorsa bir uzmandan destek almak, hem çocuğun hem de ailenin üzerindeki yükü hafifletecektir. Rehberlik servisinden, psikolojik danışmanlardan veya eğitim koçlarından alınacak destekler, çocuğun akademik gelişimine katkı sağlayabilir.
ZAYIF NOKTALARINI BAŞARISIZLIK OLARAK GÖRMEYİN
Bir diğer önemli adım, çocuğunuzla birlikte gelecek dönem için gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirlemektir. Bu hedefler doğrultusunda bir gelişim planı oluşturmak, çocuğun sorumluluk alma becerisini geliştirirken motivasyonunu da artıracaktır. Bu süreçte ebeveynlerin, zayıf notları bir başarısızlık olarak değil, gelişim fırsatı olarak değerlendirmesi gerekir. Çünkü her başarısızlık, aynı zamanda bir öğrenme sürecidir.
BAŞARILI KARNE GETİREN ÇOCUKLARA ÖDÜL VERİLMELİ Mİ?
Karnesi iyi olan çocuklara ödül vermek, ilk bakışta doğru bir yaklaşım gibi görünse de uzun vadede istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Araştırmalar, çocukların ödül beklentisiyle motive olmasının içsel motivasyonu azalttığını göstermektedir. Yani çocuklar, sadece ödül almak için çaba göstermeye başlar ve bu da “ödül yoksa çaba da yok” anlayışına neden olabilir. Ödül yerine, çocuğun gösterdiği emeği ve çabayı takdir etmek daha sağlıklıdır. Örneğin, “Bu yıl çok çalıştın ve bu emeğinin karşılığını aldın. Seninle gurur duyuyorum.” gibi cümlelerle çocuk desteklenmelidir. Bu tür ifadeler, çocuğun kendine olan güvenini pekiştirir ve içsel motivasyonunu artırır. Elbette çocuklara zaman zaman sürprizler yapmak, birlikte vakit geçirmek, birlikte bir etkinlik planlamak güzel olabilir. Ancak bu, bir ödül değil; birlikte geçirilen kaliteli zaman olarak değerlendirilmelidir. Çünkü çocuğun en çok ihtiyaç duyduğu şey, ebeveynlerinin sevgisi, ilgisi ve desteğidir.
SONUÇ OLARAK
Karne, çocuğun bir dönemlik akademik performansını belgeleyen bir araçtır. Ne başarıyı ne de başarısızlığı tek başına temsil eder. Bu süreçte ebeveynlerin görevi, çocuklarını koşulsuz bir şekilde sevmek, desteklemek ve onlara güvenmektir. Zayıf bir karne, çocuğun değersiz olduğu anlamına gelmediği gibi, başarılı bir karne de tüm potansiyelinin sınırlarını göstermez.
Her çocuğun farklı ilgi alanları, farklı öğrenme biçimleri ve gelişim hızı vardır. Önemli olan, çocuğu olduğu gibi kabul edip, onun yanında olduğunuzu hissettirmektir. Eleştirmek yerine dinlemek, suçlamak yerine destek olmak, kıyaslamak yerine yol arkadaşlığı yapmak çocukların akademik ve duygusal gelişimi için en sağlıklı yaklaşımdır.
Unutulmamalıdır ki; sevgiyle ve sabırla atılan her adım, gelecekte güvenli, başarılı ve mutlu bireyler yetiştirmenin temelini oluşturur.
Kaynak: HABER7.COM
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnewsEditor : Eshahaber