
Süt üreticileri, artan maliyetler karşısında sabit kalan alım fiyatları nedeniyle ekonomik çıkmazla karşı karşıya. Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği'nin (TÜSEDAD) verilerine göre, bir litre çiğ süt maliyeti 21,5 TL'ye yükselirken, Ardahanlı mandıracıların aylardır 16 TL olarak sabit tuttuğu alım fiyatları üreticileri zor durumda bırakıyor.
Ardahan merkeze bağlı Büyük Sütlüce köyündeki süt üreticileri, mandıraların ucuz fiyattan süt aldıkları halde ürettikleri ürünleri de yüksek fiyatlara sattıklarını söyleyerek tepki gösterdi. Sütlüce köyünden süt üreticisi Süntay Karabağ, "Özellikle kış aylarında yem ve enerji maliyetlerinin daha da artması, biz üreticiler için ciddi bir yıkıma neden oldu. Buna rağmen bir litre sütün bir bardak çaydan daha düşük olması bu işin yapılamaz hale geldiğinin bir göstergesi" dedi.
"BİR BARDAK ÇAYIN FİYATI 30 LİRA, AMA SÜTÜN LİTRESİ 15 LİRA"
Karabağ, "Ben hayvancılıkla uğraşan ve süt inekçiliği yapan bir üreticiyim. Ardahan'da sütün litre fiyatı 15 TL. Ülkemizde her şeye günlük zam gelirken maalesef süt fiyatlarına zam yapılmaması maliyeti olumsuz etkiliyor. Bu nedenle bu iş artık yapılmaz hale geldi ve üreticiler süt inekçiliğini bırakmayı düşünüyor. Yetkililerin bu duruma el atması lazım, bu fiyatlara süt satılmaz. Bir bardak çayın fiyatı 30 lira, ama sütün litresi 15 lira ve bu olacak gibi değil. Sütün fiyatı sudan ucuz" ifadelerini kullandı.
"BİR LİTRE SÜTÜN BEDELİ BİR BARDAK ÇAY FİYATINDAN DA DÜŞÜK"
Üretici Gökhan Uygur da, zor şartlara rağmen hayvancılıkla uğraştıklarını söyleyerek, süt fiyatının bir bardak çay fiyatından daha düşük olduğunu söyledi. Uygur, ''Süt inekçiliği yapıyorum. Fakat yem, ot ve saman fiyatları belli, girdiler belli, işçilik belli ama süt fiyatlar çok düşük. Bir litre sütün bedeli bir bardak çay fiyatından da düşük. Şu anda doğal olarak biz bu işin hamallığını yapıyoruz" dedi.
Köy muhtarı Volkan Uygur ise, köy halkının tamamının tarım ve hayvancılıkla uğraştığını ve geleceği bununla kurup inşa etmeye çalıştıklarını söyledi. Süt üreticilerinin zor bir süreçten geçtiğini ve satılan ürünün giderleri karşılamadığını belirten Uygur, "Özellikle süt piyasasındaki tekelleşme üretim aşamasındaki en büyük derdimiz. TÜSEDAD'ın verilerine göre süt maliyeti 21 lira ama şu an itibariyle sütümüzün fiyatı 16 lira. Yani üretimden 5 lira daha zarardayız. İşletmelerimiz kapanıyor. Çocuklarımız zaten burada durmak istemiyor. Çaresi olanlar göçün peşine düştüler ve buralar bir zaman sonra atıl duruma gelecek. Süt yakın bir zamanda hayvancılık gibi ithal edilecek duruma dönüşüyor. Bunun en büyük faktörü tekelleşmiş mandıracılar. Yani mandıra sistemi. Köyümüz önceleri sütünü işleyen ve mandıraları olan bir köydü. Fakat dönemsel durumlardan dolayı köyümüzde mandıra kalmadı. Civarda da çok fazla sayıda mandıra yok ve olanlar da birbirleriyle anlaşarak fiyatları düşürüyorlar. 2024 yılındaki süt fiyatıyla 2025 yılındaki süt fiyatı aynı ama girdilerimizde yüzde 50 fark var. Dolayısıyla bölgede süt üretilemez hale geldi" diye konuştu. STK'ların tembellikte sınır tanımadığını dile getiren Uygur, "STK'lar bölgede üreticilik yapan vatandaşların sorunlarını çözmek bir yana dursun siyasetle uğraşmayı tercih ediyorlar. STK örgütleri bizi temsil etmeyi bıraktı ve bunun örnekleri var. Bakanlık 100 puan üzerinden 60 puan alan örgütlere statü veriyor. Ama bizim hiçbir örgütümüz bu 100 puan üzerinden 60 puan alamadı. Bunun sebebi de proje üretememeleri'' dedi.
Ardahan İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün sadece reklam peşinde olduğunu söyleyen Uygur, ''Ardahan İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün aracı olduğu desteklerde kötü bir planlama var. Projelerin gerçekleşme oranı yüzde 90'ın altında. Daha çok fotoğrafçılık, yani reklam yapmanın peşinde; 20 baş hayvan altına verilen desteklerin artması, 40 yaşın altındaki insanların desteklerden daha çok faydalanması gibi durumlarda yanlış bir politika izleniyor. Bu politikanın reel bir karşılığı yok. Şu an İl Tarım Müdürlüğünden işletme bilgilerini çekerseniz son bir yılda belki yüzde 40 artma görebilirsiniz. Ama bu hayvan sayısına yansımıyor. İnsanlar sırf destek alabilmek için 2'inci, 3'üncü işletmeleri açtılar ama maalesef bunlar aynı hayvanlar üzerinden gerçekleşti. Bu destek politikası yanlış bir politik ve üretmeye meyilli herkesin üretmesi lazım. Üreticilerimiz hayvanını satıp faize yatırabilir, bu bilinmez bir şey değil, insanlar faiz oranlarını biliyor. Ama bu insanlar vatanperver insanlar ve üretmeyi seçiyorlar. Bu noktada da üreticilerin desteklenmesi lazım ve biz yaptık diye desteklerin yapılmaması lazım. Genç çiftçi desteği adı altında yeni bir şeyler üretmenin peşine düşmemek lazım. Genç çiftçiler tabii ki desteklensin ama başlıyor ise desteklensin" şeklinde konuştu.
#ESHAHABER.COM.TR #haber #gündem #sondakika #news #press #worldnews
Editor : Eshahaber